İyi Kitapların Aydınlığında Bir Eser: Mutluluktan da Fazla
İyi kitaplar, hayat yolculuğumuzda önümüzü aydınlatan birer fener gibidir. Bu düsturla, iyiliği çoğaltma misyonu edinen yayınevleri ve yazarlar, okurları değerli eserlerle buluşturur. Hece Yayınları da bu önemli vazifeyi üstlenerek bizleri gönlü güzel yazarlar ve onların kıymetli eserleriyle tanıştırmaya devam ediyor. Bu yazıda, geçtiğimiz Mart ayında Genç Hece Yayınları’ndan çıkan, Safiye Gölbaşı imzalı “Mutluluktan da Fazla” adlı deneme kitabını mercek altına alacağız.
Etkileyici Bir Karşılaşma: Kapak Tasarımı ve Anlamı
Kitap, okuru ilk andan itibaren etkileyen bir kapak tasarımıyla karşılıyor. Hayat denizinin dalgaları üzerinde, yelkenleri kitaplardan ve yazılardan oluşan bir sandalla mutluluğa doğru yol alan insanlar resmedilmiş. Bu tasarım, kitabın ruhuyla tam bir uyum içinde okura derin bir mesaj sunuyor.
Yazar Hakkında: Safiye Gölbaşı Kimdir?
Kitabın sayfalarını çevirdiğimizde yazar Safiye Gölbaşı’nın kısa özgeçmişiyle karşılaşıyoruz. 1982 Muş doğumlu olan yazar, babasının memuriyeti sebebiyle eğitim hayatını farklı şehirlerde tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümlerinden mezun olmuştur.
Gölbaşı’nın edebiyat yolculuğu, 2004 yılında Turuncu dergisinde yayımlanan “Kuvvetli Yanılgı Sebebiyle” adlı ilk öyküsüyle başlar. Yazarın bugüne kadar yayımlanmış eserleri arasında üç öykü kitabı, bir çocuk romanı ve üç masal kitabı bulunmaktadır. “Mutluluktan da Fazla” ise yazarın okurla buluşan ilk deneme kitabı olma özelliğini taşıyor.
Bir Vefa Örneği: İthaf
Kitap, anlamlı bir ithaf ile başlıyor: “Bana ayırdığı sayfalar için minnetle, ilk yayıncım Halise Çiftçiye…” Yazar, ilk yazılarını Turuncu Dergisi’nde yayımlayan ve şu an AK Parti Ankara Milletvekili olan Halise Çiftçi’ye olan vefasını bu ithaf ile gösteriyor.
Eserin Yapısı ve Temaları
Kitabın içindekiler bölümü, eserin üç ana başlık altında toplandığını gösteriyor: “Havaya”, “Suya” ve “Toprağa”. Hayatın dört temel unsuru olan “Anasırı Erbaa”dan üçü, yazarın denemelerine bölüm ayracı olmuş. Her bölümün başında Sezai Karakoç’un şiirlerinden alıntılar yer alması, yazarın Karakoç’a olan derin sevgisini ve ilgisini ortaya koyuyor.
Çocukluk, Kitaplar ve Toprak
Kitabın ilk yazısı olan “Havaya suya toprağa”, okuru yazarla samimi bir sohbete davet ediyor. Gölbaşı, bu bölümde çocukluğunun geçtiği dokuz evi ve gökyüzünün belleğinde bıraktığı izleri anlatıyor.
“Bugün, şehir evlerinin/apartmanlarının bizden en çok gökyüzünü çalmalarına üzülüyorum.” (s.12)
Yazarın kitaplarla kurduğu güçlü bağ ise şu cümlelerle ifade ediliyor:
“Kitaplar insanların en iyi arkadaşıdır. Eksik bir önerme. Kitaplar evet bazen en iyi ama bazen de tek arkadaşıdır insanın. Ben de onlardan biriydim. Uzun yıllar ama çok yıllar yalnızca kitaplarla arkadaşlık ettim. Hiç pişman değilim.” (s.13)
Yazının “Son Kor” bölümü, yazarın eşinin “toprak tabiatlı” olmasına odaklanıyor. Gölbaşı, toprak tabiatlı insanları şu özelliklerle tanımlıyor:
- Yadırgamadan dönüştüren
- Sessizce iş kotaran
- Gösterişten uzak
- Her zaman vakur
- Sırları kâmilen tutan
- Cömert, müşfik ve verimli
Bu bölümde ayrıca şehir hayatının toprağı nasıl yok saydığı ve yazarın babasının vefatı sırasında hissettiği derin keder de içten bir dille anlatılıyor.
Annelik ve Yazma Tutkusu
Kitapta öne çıkan bir diğer tema ise annelik. “Her Anne Bir Mucize” ve “Anneler ve Çocukları, Yazan Dostoyevski” başlıklı yazılarda yazar, anne olmanın paha biçilmez bir tecrübe olduğunu vurguluyor. Gölbaşı, yaşadıklarını ve gözlemlerini yorumlama biçiminin onu yazmaya ittiğini belirterek, anlatmanın doğal ve vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğuna inandığını dile getiriyor. Bu inançla kaleme alınan “Mutluluktan da Fazla”, okurla sağlam bir bağ kuran, okunmaya değer, sıcak ve samimi bir eser olarak raflardaki yerini alıyor.