Dijital Ayak İzleri Vize Kuyruklarını Tarihe Karıştıracak
Yakın bir gelecekte vize, en az gündeme gelen konulardan biri olacak. Özellikle vize randevuları ve aracı şirketlerin önünde uzayan kuyruklar dönemi sona erecek. Bu bir tahmin değil, internete bağlı her cihazda bıraktığımız dijital ayak izimiz sayesinde gerçekleşecek bir teknolojik zorunluluktur. Günümüzde bireylerin ulusal güvenlik amacıyla takip edilen dijital verileri, gerekli izinler verildiğinde vize işlemlerinde de rahatlıkla kullanılabilir.
Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri, vize başvurusunda bulunanların sosyal medya hesaplarındaki ‘gizli mod’u kaldırmalarını talep eden bir karar yayımladı. ABD’nin zaten erişebildiği bu bilgilere yönelik ‘herkese açık’ şartı, bir nevi gönüllü şeffaflık talebi olarak değerlendirilebilir. Artık hepimiz biliyoruz ki, hesaplarınız gizli olsa dahi bir bireyin dijital hareketlerini izlemek sadece devletlerin istihbarat servislerinin değil, özel şirketlerin bile sahip olduğu bir yetenektir. Bu teknolojiyle 5 yıl geriye dönük sosyal medya aktiviteleriniz, akrabalık ilişkileriniz ve hatta para transferleriniz dahi incelenebiliyor. Kısacası, hakkınızda istenen her türlü bilgiye ulaşmak mümkün. Bu teknolojik gelişmeler ışığında, vize başvuru süreçlerindeki pek çok adım, bir gereklilikten çok siyasi nedenlerle çıkarılan zorluklar olarak görülmektedir.
AB’nin Gecikmiş Ancak Anlamlı Schengen Adımı
Bu bağlamda, Avrupa Birliği’nin Türk vatandaşlarına uygulanan Schengen vizesi için getirdiği kolaylaştırma kararı, oldukça geç kalınmış bir adımdır. Türkiye’nin asıl hedefi ve hak ettiği tam vize serbestisi olsa da, AB Komisyonu’nun bölgemizdeki istikrarsızlık çabalarına rağmen bu noktaya gelmesi büyük önem taşımaktadır. Savaş halindeki Ukrayna’ya dahi vize uygulamayan AB’nin, Türk vatandaşlarına yaşattığı Schengen zorlukları Avrupalı bürokratların da dikkatini çekmekteydi.
AB Türkiye Delegasyon Başkanı Thomas Ossowski’nin birkaç hafta önce Türkiye’ye yönelik Schengen zorluklarını ‘utanç verici’ olarak nitelendirmesi bu durumun bir yansımasıydı.
Türkiye-AB İlişkilerinde Uzun Bir Süreç
2004’ten bu yana tam üyelik müzakereleri yürüten Türkiye ile AB arasında, 2013’ten beri vize serbestisi diyaloğu devam etmektedir. 67 yıllık bu ilişkilerde, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası Avrupa’dan “bize vize uygulayın” talebimiz gibi siyasi çalkantılar nedeniyle birçok iniş ve çıkış yaşanmıştır. Adaylık başvurumuzu dondurduğumuz dönemler olduğu gibi, Gümrük Birliği gibi adımlarla yakınlaştığımız zamanlar da oldu.
Şimdi Gözler Tam Vize Serbestisinde
Bugün gelinen noktada, Terörsüz Türkiye sürecinin önemli bir payı olduğu düşünülmektedir. Vize serbestisi diyaloğunun en kritik başlıklarından biri, Türkiye’nin terörle mücadele konusunda dayatılmak istenen uygulamalara karşı gösterdiği kararlı duruştu. Ülkemizde terör gündeminin zayıflamasıyla birlikte AB, bölgesindeki en büyük ticari ortaklarından biri olan Türkiye’ye daha fazla zorluk çıkarmanın kendi çıkarlarına hizmet etmeyeceğini anlamıştır.
Bu siyasi normalleşmeye gelişen teknolojiyi de eklediğimizde, arkaik vize uygulamalarında kolaylaştırmaya gidilmesi kaçınılmazdı. Şimdi sıra, daha fazla gecikmeden gelmesi gereken tam vize serbestisi adımındadır.