Türkiye’nin Su Krizi Derinleşiyor: Kişi Başına Düşen Su Miktarı Alarm Seviyesinde
Küresel iklim değişikliğinin etkileri her geçen gün daha da belirginleşirken, Türkiye’nin su kaynakları ciddi bir baskı altına giriyor. Nüfus artışı ve plansızlık gibi faktörlerle birleşen kuraklık, ülkenin su dengesini bozuyor. 2000 yılında kişi başına 1652 metreküp olan kullanılabilir yıllık su miktarı, bugün 1308 metreküpe kadar gerilemiş durumda. Bu, son 25 yılda neredeyse bir yarı olimpik havuz büyüklüğünde, tam 344 metreküplük bir kayıp anlamına geliyor.
Su Kaynaklarındaki Tehlike Çanları
Yapılan bilimsel modellemeler, gelecek 5 yıl içinde su kaynaklarında yüzde 20’lik bir azalma daha yaşanacağını öngörüyor. Bu durum, Türkiye’yi su stresi yaşayan ülkeler kategorisinden su fakiri bir ülke konumuna sürükleyebilir. İşte dünyadaki ve Türkiye’deki su gerçeğine dair bazı önemli veriler:
- Dünyadaki toplam suyun yalnızca %2,5’i tatlı sudur.
- Bu tatlı suyun da sadece %1,2’sine erişilebilmektedir.
- Türkiye’nin su kaynakları, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 25 havzada izlenmektedir.
- İçme suyu potansiyeli taşıyan 513 göl, gölet ve baraj sürekli olarak takip edilmektedir.
Verilerle Türkiye’nin Su Potansiyelindeki Düşüş
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre, kişi başına düşen su miktarındaki azalma yıllar içinde endişe verici bir seyir izlemektedir:
- 2000: 1652 m³/yıl
- 2009: 1544 m³/yıl
- 2020: 1346 m³/yıl
- 2024: 1308 m³/yıl
Ulusal Su Verimliliği Seferberliği Başlatıldı
Bu kritik tablo karşısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde “Su Verimliliği Seferberliği” başlatıldı. Seferberlik kapsamında, kişi başına günlük ortalama 150 litre olan su tüketiminin önce 120 litreye, ardından ise 100 litreye düşürülmesi hedefleniyor. Bu hedefe ulaşmak için önerilen bazı basit ama etkili tasarruf yöntemleri şunlardır:
- Diş fırçalarken veya tıraş olurken musluğu kapatmak.
- Duş sürelerini kısaltmak.
- Düşük hacimli ve çift kademeli rezervuar sistemleri kullanmak.
- Sebze ve meyveleri yıkamak için kullanılan suyu biriktirerek çiçek sulama gibi alanlarda yeniden değerlendirmek.
Tarım ve Sanayide Verimlilik Hedefleri
Türkiye’de suyun en çok kullanıldığı alan olan tarımda verimliliği artırmak kritik önem taşıyor. Modern sulama tekniklerinin yaygınlaştırılmasıyla sulama randımanının 2030’a kadar yüzde 60’a, 2050’ye kadar ise yüzde 65’e çıkarılması planlanıyor. Sulama randımanındaki her %1’lik artışın, İstanbul’un 6 aylık su ihtiyacına denk geldiği belirtiliyor. Sanayide ise temiz üretim teknikleriyle %50’ye varan su tasarrufu sağlanması hedefleniyor ki bu da Burdur Gölü’nün hacmine eşdeğer bir suyun korunması anlamına geliyor.
Kuraklık Gölleri ve Nehirleri Vuruyor
İklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin birleşik etkisi, Türkiye’nin göllerini ve nehirlerini kuruma noktasına getirdi. Tekirdağ’ın Hayrabolu ilçesinin can damarı olan Hayrabolu Deresi tamamen kurudu.
“44 yaşındayım, hayatımda ilk kez Hayrabolu Deresi’nin tamamen kuruduğuna şahit oluyorum.” – Tevfik Avcı, İlçe Sakini
Benzer şekilde, Burdur Gölü’nün su seviyesi hızla düşerken, Balıkesir Gönen Barajı’nda doluluk oranı %30,89‘a kadar geriledi.
Sıcak Hava Dalgaları Tehlikeyi Artırıyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sıcaklıkların mevsim normallerinin 6-12 derece üzerine çıkacağı uyarısında bulundu. Özellikle Afrika kökenli yeni bir sıcak hava dalgasının batı bölgelerini etkilemesi bekleniyor. İstanbul’da sıcaklıkların 40°C’ye, Diyarbakır’da 45°C’ye ve Aydın’da 44°C’ye ulaşması öngörülüyor. Bu durum, hem insan sağlığı hem de orman yangınları riskini artırıyor.
İstanbul’da Tarihi Kuraklık
Meteoroloji verilerine göre, İstanbul geçtiğimiz ay sadece 0,5 mm yağış alarak son 65 yılın en kurak haziran ayını yaşadı. İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, durumu şu sözlerle özetledi:
“Haziranda neredeyse hiç yağış almadık. Barajlardaki su hızla yüzde 60’ın altına düştü. İstanbul’da kişi başı su kullanımı 200 litrenin üzerinde.”