Zeydan Karalar Davası: Tek Tanık Beyanı ve Şüphe Uyandıran Çelişkiler

Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar Neden Tutuklandı?

Güneşin ve bereketin toprağı Adana’da yetişen ve kentin Büyükşehir Belediye Başkanı olan Zeydan Karalar, şu anda bir irtikap iddiasıyla karşı karşıya ve tutuklu durumda. İstanbul merkezli bir soruşturmada, “suç örgütü lideri” olarak nitelendirilen Aziz İhsan Aktaş’a yönelik yürütülen operasyon, Baki Nugay isimli bir kişinin beyanları üzerine Başkan Karalar’a uzandı.

Tek Tanık Beyanı ve Şüpheler

Davadaki en dikkat çekici nokta, Zeydan Karalar’a yöneltilen bu ağır suçlamanın yalnızca Baki Nugay’ın ifadesine dayanmasıdır. Dosyada bu iddiayı destekleyecek başka hiçbir somut delil, belge, kayıt veya ifade bulunmuyor. Barka Atık Yönetimi firmasının ortağı olan Nugay, ifadesinde şunları iddia ediyor:

“Zeydan Karalar, düzenli ödeme alabilmemiz için her ay belli bir miktarın kendilerine ödenmesi gerektiğini ve bu süreci Özcan Zenger ile yürütmemiz gerektiğini belirtti. Talebi kabul etmezsek ödemeler gecikirdi. Bu yüzden teklifi kabul ettim.”

Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yıllardır altını çizdiği bir prensibi akıllara getiriyor. AİHM, özellikle menfaat karşılığı alınan itirafçı tanık ifadelerinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini belirtir. Adamčo v. Slovakya kararında vurgulandığı gibi, tanığın elde ettiği menfaat büyüdükçe, ifadesinin güvenilirliği de o ölçüde azalır.

Dosyadaki Mantık Hataları ve Çelişkiler

İddianamenin temelini oluşturan “hak ediş ödemeleri için irtikap sağlandı” tezi, dosyadaki verilerle çelişiyor.

1. Ödemelerin Zamanlaması

Sözde irtikap olayının başlangıç tarihi 17 Kasım 2017 olarak gösteriliyor. Ancak bu tarihten hemen önce firmaya yapılan iki büyük ödeme var: 13 Kasım’da 2 milyon TL ve 6 Kasım’da 1 milyon 385 bin TL. İrtikap iddiası ortaya atılmadan önce bile düzenli ve yüksek meblağlı ödemeler yapılmışken, menfaatin nerede olduğu sorusu yanıtsız kalıyor.

2. Ödeme Miktarlarındaki Tutarsızlık

Rakamlar incelendiğinde bir başka çelişki daha ortaya çıkıyor:

  • 2014-2016 arası toplam ödeme: 92 milyon 693 bin TL
  • İrtikap iddialı 2017-2019 arası ödeme: 90 milyon 20 bin TL

İddia edilen çıkar ilişkisi döneminde ödemelerde bir artış değil, aksine bir düşüş yaşanmış.

3. Biriken Borçlar

Eğer bir çıkar ilişkisi olsaydı, firmanın alacaklarının düzenli ödenmesi beklenirdi. Ancak veriler tam tersini gösteriyor:

  • 2017’den 2018’e devreden hak ediş: 406 bin TL
  • 2018’den 2019’a devreden hak ediş: 6 milyon 425 bin TL

Devreden alacak miktarındaki 13 katlık artış, iddia edilen menfaat çarkının işlemediğini gösteriyor.

4. Para Transferi Mantıksızlığı

Soruşturmada tutuklanan Seyhan Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Özcan Zenger’e 13 Aralık 2017’de 1 milyon TL verildiği iddia ediliyor. Ancak sadece bir hafta sonra belediyenin aynı firmaya tam olarak 1 milyon TL ödeme yaptığı görülüyor. Bu durum, bir rant elde etmekten çok, birinin kendi parasını dolaştırması anlamına geliyor.

Teknik Deliller ve Hukuki Değerlendirme

Dosyada sunulan HTS kayıtları, şüphelilerin “aynı baz istasyonundan sinyal verdiği” gerekçesiyle bir delil olarak gösteriliyor. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına göre, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde aynı baz istasyonuna bağlanmak, kişilerin aynı mekânda oldukları anlamına gelmez. Bu verilerin cımbızlanarak seçildiği ve bütünsel bir değerlendirme yapılmadığı şüpheleri de mevcut.

Sonuç: Adalet ve Millet İradesi

Bir siyasetçinin, hele ki yüz binlerce oyla seçilmiş bir belediye başkanının, yalnızca tek bir tanığın kuşkulu ifadesine dayanılarak tutuklanması, millet iradesine saygı ilkesini zedelemektedir. Yargı, görevini yaparken iddiaları araştırmalıdır; ancak bu süreç, somut delillere dayanmalı, çelişkilerden arındırılmış olmalıdır. Adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, halkın vicdanında da tecelli etmelidir. Eğer bir dava, delillerden çok şüphelere dayanıyorsa, meşruiyeti her zaman sorgulanacaktır.