TBMM Genel Kurulu’nda Zeytinlik Gerilimi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını içeren tartışmalı kanun teklifi görüşmeleri sırasında tansiyonun yükseldiği anlara sahne oldu. İktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında yaşanan gerginlik, fiziki arbedeye dönüştü.
Görüşmeler, AK Parti‘nin verdiği bir önergeyle Cuma günü başlamıştı. Teklifin geri çekilmesini talep eden Cumhuriyet Halk Partili (CHP) milletvekilleri, kürsüyü işgal ederek bir eylem başlattı.
Kürsü Eylemi Arbedeye Dönüştü
Yaşanan protesto sırasında tansiyon hızla tırmandı. DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, AK Partili vekillerin muhalefetin üzerine yürüyerek eylemi sonlandırmaya çalıştığını ifade etti. Koca’nın bu anları cep telefonuyla kaydetmeye çalışması üzerine, AK Parti Ağrı Milletvekili Ruken Kilerci‘nin kendisine müdahale ettiği belirtildi.
Yaşanan arbede ve artan gerginlik nedeniyle Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl, oturuma ara vermek zorunda kaldı.
Tartışmalı Yasa Teklifi ve İçeriği
TBMM’de görüşülen ve 21 maddeden oluşan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, enerji arzı ve madencilik konularında düzenlemeler içeriyor. Teklif, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik etme ve yerli kömür santrallerinin ham madde sorunlarını çözme amacını taşıyor. Ancak teklifin içerdiği bazı maddeler, özellikle zeytinlikler ve ormanlık alanlarda madenciliğe izin vermesi nedeniyle büyük tepki topladı.
Muhalefet partileri, düzenlemeyi ‘vatana ihanet’ olarak nitelendirerek, yasanın kabul edilmesi durumunda iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı.
En Çok Tepki Çeken Madde: 11. Madde
Teklifin en çok eleştirilen bölümü olan 11. madde, elektrik üretimi amacıyla yürütülen madencilik faaliyetlerinin, zeytinlik sahalarında “doğayla uyumlu” bir şekilde yapılabileceğini öngörüyor. Bu madde, kamulaştırılan zeytinlik alanlarının madencilik şirketlerine uygun bedellerle kiralanmasının da yolunu açıyor.
Aynı maddeye eklenen geçici bir hüküm, zeytin ağaçlarının taşınması veya yerlerine yenilerinin dikilmesi şartıyla bu faaliyetlere izin veriyor. Ancak uzmanlar ve sivil toplum örgütleri, bu durumun yaratacağı risklere dikkat çekiyor:
- Tarım alanlarının ve verimli toprakların tahrip olması.
- Bölgedeki biyolojik çeşitliliğin onarılamaz şekilde zarar görmesi.
- Toprağın doğal yapısının bozulması ve ekosistemin bütünlüğünün kaybolması.
- Ağaçların taşınsa bile verimliliğinin ve ekolojik fonksiyonunun geri kazanılamaması.
Düzenleme, “kamu yararı” gerekçesiyle çevresel koruma ilkelerinin göz ardı edildiği yönünde ciddi eleştirilere neden olmaktadır.