Ali Türkkan’dan Tarihi Başarı: JWRC Akropol Rallisi Zaferinin Perde Arkası

Türk motor sporları, yakın zamanda gurur verici bir başarıya sahne oldu. Castrol Ford Team Türkiye adına yarışan yetenekli pilot Ali Türkkan, co-pilotu Oytun Albayrak ile birlikte FIA Gençler Dünya Ralli Şampiyonası’nda (JWRC), efsanevi Akropol Rallisi’ni kazanarak tarihi bir zafere imza attı. Bu başarıyla JWRC’de yarış kazanan ilk Türk pilot unvanını alan Türkkan ile motor sporlarına ilk adım attığı günden bugüne uzanan keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ralli Tutkusu Nasıl Doğdu?

Ralli sporuna olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı? İlk direksiyona oturduğunuz anı hatırlıyor musunuz?

Otomobillere ve motosikletlere olan ilgim çok küçük yaşlarda başlamış. İlk tanışmam, dört yaşındayken Hezarfen Havaalanı’nda bir motosiklet parkurunda oldu ve motor sporlarıyla ilk bağımı orada kurdum. Direksiyon başına geçmem ise beş yaşımda karting ile gerçekleşti. Ailemin de desteği ve yönlendirmesiyle bu ilgi karting üzerine yoğunlaştı ve altı yaşımda ilk Türkiye Şampiyonası startımı aldım.

Ailenin Desteği ve Kariyerin İlk Adımları

Ailenizin veya yakın çevrenizin bu yolculukta nasıl bir etkisi oldu? Babanızın da yarışçı olması bir avantaj mıydı?

Evet, babamın da yarış pilotu olması benim için büyük bir avantajdı. Onun tecrübeleri sayesinde bu spora çok erken yaşta başlama fırsatı buldum. Ancak bu yolda kendi başıma ilerlemem zaman aldı. Babam bana bir kapı açtı, fakat o kapıdan geçip sonuna kadar gitmek benim sorumluluğumdaydı. Elbette her zaman en büyük destekçim oldular. Henüz altı yaşındayken, katıldığım ilk yarışın ilk virajında kaza yapmıştım ve o gün kariyerim sona erebilirdi. Fakat hem annemin hem de babamın sporcu kökenli olması, bu durumu normal karşılamalarını ve devam etmem için beni teşvik etmelerini sağladı.

JWRC’ye Uzanan Zorlu Yolculuk

JWRC’ye uzanan kariyer yolculuğunuz hangi önemli aşamalardan geçti? Hiç umutsuzluğa kapıldığınız oldu mu?

JWRC yolculuğum pist yarışlarından ralliye geçmemle başlasa da öncesinde önemli adımlar vardı. 2016’da Türkiye Karting Dayanıklılık Serisi’nde yarışırken, aynı yıl Dünya Ralli Kros Şampiyonası’nda start alma şansı buldum. Bu deneyim, 2017’de henüz bir şampiyonluğum olmamasına rağmen Şampiyonlar Şampiyonası’na katılmamı sağladı. Orada, Türkiye şampiyonu pilotlar arasından en iyi iki zaman derecesini yaparak yarı finale yükseldim. Bu, kariyerimin en önemli kırılma noktalarından biriydi. Ardından, 17 yaşımda, henüz ehliyetim bile yokken ilk profesyonel sözleşmemi imzaladım. İlk sezonumda hem Türkiye Pist Şampiyonu hem de V1 Challenge Şampiyonu olarak çifte zafer yaşadım. Ertesi yıl GT4 Avrupa Şampiyonası’nda başarılı bir sezon geçirdim. 2019’un başında ise beş kez Türkiye Ralli Şampiyonu olmuş Yağız Avcı’dan ralliye geçiş için bir davet aldım ve onunla çalışmaya başladım.

Castrol Ford Team Türkiye ile Yolların Kesişmesi

Castrol Ford ile iş birliğiniz nasıl başladı?

Ralli gibi sporlarda hedeflere ulaşmak için arkanızda güçlü bir takımın olması şarttır. Başarı, deneyimli bir ekip ve sağlam sponsorlar gerektirir. İşte bu noktada, Türkiye’nin en köklü ve başarılı takımı olan Castrol Ford Team Türkiye ile yollarımız kesişti. Hedeflerimiz ortaktı. 2019’dan bu yana aynı çatı altında Avrupa Kupası, Balkan Şampiyonluğu, Türkiye Ralli Şampiyonluğu ve JWRC Dünya üçüncülüğü gibi sayısız başarıya imza attık. Bu yılki en büyük hedefimiz olan Dünya Şampiyonluğu için emin adımlarla yürüyoruz. Geçtiğimiz hafta kazandığımız Akropol Rallisi zaferi, bu büyük hedefe giden yolda atılmış çok önemli bir adımdı.

Tarihi Akropol Zaferi

Akropol Rallisi’ni JWRC ve WRC3 klasmanlarında birinci tamamlayarak tarihi bir başarı elde ettiniz. Neler hissettiniz?

Akropol Rallisi, Dünya Şampiyonası takvimindeki en zorlu ve ikonik yarışlardan biridir. Böylesine zorlu bir parkurda zafere ulaşmak, diğer galibiyetlerden çok daha anlamlı. Üstelik bu, uzun zamandır çok yaklaştığımız ama bir türlü elde edemediğimiz bir zaferdi. Hem kendi kariyerimiz hem de Türk motor sporları tarihi için unutulmaz bir an yaşadık. Belki gelecekte Finlandiya veya Orta Avrupa rallilerini de kazanırız ama Yunanistan’daki bu zaferin yeri her zaman ayrı olacak.

Her Yarış Yeni Bir Macera

Ralliyi diğer motor sporlarından ayıran nedir? Bu branşın ruhunu nasıl tanımlarsınız?

Kesinlikle ralli çok farklı. Bu spor, doğanın içinde, trafiğe kapalı gerçek yollarda yapılıyor. Sürekli değişen zemin ve hava koşullarında, önceden bilmediğiniz şartlarda mücadele ediyorsunuz. Her etap farklı, her yarış yepyeni bir macera demek. Rallinin büyüsü de bu bilinmezlikte ve her etapta yeniden başlayan mücadelede saklı.

Sürdürülebilir Sistem Şart

Türkiye’de motor sporlarının köklü bir geçmişi olsa da bir ekol oluşturulamadı. Sizce eksik olan ne?

Bu spor, otomobilden lastiğe, tulumdan kaska kadar her şeyin özel kurallarla hazırlandığı, yüksek maliyetli bir branş. Profesyonel bir kariyer inşa etmek için güçlü sponsor desteği hayati önem taşıyor. Türkiye’de motor sporlarının arkasında futbol gibi devasa bir ekonomi olmadığı için kariyer yapmak zorlaşıyor. Bu nedenle altyapı yatırımlarının artması ve sürdürülebilir sistemlerin kurulması gerekiyor. Ben bu konuda Castrol Ford Team Türkiye sayesinde çok şanslıyım. Castrol ve Ford’un küresel işbirliğini Türkiye’de 20 yılı aşkın süredir devam ettiren bu takım sayesinde hayallerimize ulaşabiliyoruz.

Strateji ve Sabır

Ralli sporunda en çok hangi yönünüzü geliştirmek zorunda kaldınız?

Hepsinden biraz var ama en çok strateji ve sabır üzerinde durmam gerekti. Ralli, anlık hızdan çok uzun bir maratona benzer. Sadece hızlı olmak yetmez; her etapta doğru kararları doğru zamanda alabilmek ve sabırlı olmak kritik öneme sahiptir.