Tokyaz Cinayeti ve Şüpheli Ölüm Arasındaki İhmal İddiası
İstanbul Eyüpsultan’da vahşice öldürülen Ayşe Tokyaz cinayeti ve bu olayın baş şüphelisiyle bağlantılı olan Ejegül Ovezova’nın şüpheli ölümü, Türkiye’deki adalet mekanizmasındaki potansiyel ihmalleri yeniden gündeme taşıdı. Tokyaz ailesinin avukatı Şafak Tapınç, yaşanan trajedilerin önlenebilir olduğunu savundu.
Soruşturmada Tutuklamalar ve Geçmişteki Şüpheli Vaka
Ayşe Tokyaz’ın katil zanlısı olarak Cemil Koç, “tasarlayarak öldürmek” suçlamasıyla tutuklanırken, olaya karıştığı iddia edilen yedi kişi de “tasarlayarak öldürmeye yardım etmek” suçundan cezaevine gönderildi. Soruşturma sırasında, Koç’un eski kız arkadaşı Ejegül Ovezova’nın da daha önce şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği belirlendi. Ovezova’nın ölümüyle ilgili hazırlanan iddianamede, tırnaklarında Koç’a ait DNA izleri bulunduğu bilgisi yer aldı.
Avukat Tapınç: “Süreç Doğru İşletilseydi Tokyaz Hayatta Olabilirdi”
Tokyaz ailesinin hukuki temsilcisi Avukat Şafak Tapınç, iki olay arasındaki bağlantıya ve adli süreçteki gecikmelere dikkat çekti. Tapınç, sistemdeki eksiklikleri sert bir dille eleştirdi:
“Tokyaz cinayeti ve Ovezova’nın şüpheli ölümü, Türkiye’de kadın cinayetleriyle mücadelede sistematik eksiklerin ve ihlallerin açık bir göstergesidir. Ovezova’nın ölümünden sonra iddianamenin iki yıl gecikmesi ve Koç’un tutuksuz yargılanması büyük bir ihmaldir. Süreç zamanında doğru bir şekilde işletilseydi Tokyaz muhtemelen bugün hayatta olacaktı.”
“Ejegül’ün Sesini Duyuracak Bir Yakını Yoktu”
Tapınç, polisin şikâyetlere kayıtsız kalması gibi iddiaların kurumsal sorumlulukları doğurduğunu belirtti. İki vaka arasındaki en acı farkı ise şu sözlerle ifade etti:
“Tokyaz cinayetiyle Ovezova’nın şüpheli ölümü arasındaki temel fark, Ejegül için çabalayacak, ses getirecek bir yakının olmamasıdır. Eğer onun ölümü de kamuoyunda ses getirseydi, iddianamenin hazırlanması bu kadar uzun sürmezdi. 6284 sayılı kanunun etkin uygulanması elzemdir. Bu sorumluluk ortaya konmadan benzer trajedilerin önüne geçilemez.”