Hakan Kurtaş: Ekrandan Sahneye, Sahneden Stüdyoya Bir Sanatçı Portresi
Ekrandaki varlığıyla projelerine güç katan Hakan Kurtaş, son olarak “Kimler Geldi Kimler Geçti” dizisinin ikinci sezonunda canlandırdığı Cem Murathan karakteriyle izleyicileri derinden etkiledi. Ancak Kurtaş’ın sanatsal üretimi sadece ekranla sınırlı değil. Kısa süre önce Hypers Music etiketiyle yayımladığı “Sen Hep Varsın” isimli teklisiyle müzik kariyerinde de iddialı bir adım attı. Bu şarkı, sanatçının yaklaşık beş yıldır sürdürdüğü “Bir Bir” ve “Armağan” gibi üretimleriyle oluşturduğu müzikal kimliğin bir devamı niteliğinde. Aynı zamanda tiyatro sahnesinde iki sezondur “Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım” adlı tek kişilik oyunuyla Thom Pain karakterine hayat veren Kurtaş ile sanatın farklı dallarındaki varoluş biçimlerini konuştuk.
Müzik: Bir İfade Alanından Profesyonel Üretime
Hakan Kurtaş için müziğin bir yan uğraştan çok daha fazlası olduğu biliniyor. Uzun süredir kendi şarkılarını yayımlayan sanatçı, bu süreci şöyle anlatıyor:
“Daha küçük yaşlardan itibaren müzik benim için bir ifade alanıydı. Duygularımı, sıkışıklığımı, neşemi orada daha rahat anlatabildiğimi fark ettim. Sonra iş biraz ciddiye bindi. Ama hâlâ kendime ‘saçmalama hakkımı kullanıyorum’ diyerek yaklaşıyorum.”
Bu “saçmalama” ifadesinin işi küçümsemek anlamına gelmediğini, aksine yaratıcı özgürlüğü temsil ettiğini belirten Kurtaş, profesyonel üretim sürecini de anlattı:
“Tabii, saçmalamak demem, gevşek üretmek anlamında değil. O özgürlük hissinden bahsediyorum. Can Kazaz’la yollarımız kesiştiğinde işler başka bir yere evrildi. Onun müzikal dünyası çok hoşuma gidiyor. Birlikte çalışınca, hangi fikri şarkıya koyabileceğimize daha iyi karar verebildiğimiz bir sürece girdik. Bir yandan da üretim süreci daha tutarlı bir forma kavuştu.”
Çok Disiplinli Yaratıcılık ve Sanatsal Seçimler
Müziğin oyunculuktan önce gelen bir çocukluk hayali olup olmadığı ve çok disiplinli bir sanatçı olarak odaklanma sürecinin nasıl işlediği sorusuna Kurtaş, bu alanları birbirinden ayırmadığını ifade ediyor:
“Evet, müzik hep vardı. Ama sonra hayat ‘Karar ver’ dedi. O karar tiyatrodan yana oldu ama ben bu üretim biçimlerini birbirinden çok ayrı görmüyorum. Şiir yazıyordum ama onları şiir olarak paylaşamayacağımı fark ettim çünkü ortam fazla serseriydi. O şiirler şarkıya dönüştü. Aslında hangi yolla ifade edebileceğimi arıyordum. Önemli olan hangi disiplinin o anki ruh halini daha iyi aktarabileceğini bilmek.”
Karakter Yaratım Süreci: Spotify Listesinden Nefes Egzersizine
Farklı sanat disiplinlerinin üretim süreçlerini beslediğini vurgulayan sanatçı, tiyatroda canlandırdığı Thom Pain karakterini oluştururken kullandığı ilginç bir yöntemden bahsediyor:
“Kesinlikle etkiliyor. Mesela Thom Pain’in bir Spotify listesi var. Onu sadece repliklerle değil, o karakterin dinleyebileceği müziklerle de inşa ettim. Hatta bazen bir kelimeye takılıyorum, onun peşinden gidip başka bir metne ulaşıyorum. Yani karakteri beslemek için sadece senaryoyu değil, çevresindeki her şeyi okurum.”
İki sezondur tek başına sahnelediği Thom Pain rolünün kariyerinde önemli bir eşik olduğunu söyleyen Kurtaş, bu deneyimin sahneyle olan ilişkisini değiştirdiğini ve artık en arka sıradaki izleyicinin duygusunu bile hissedebildiğini ekliyor. Thom Pain’den “Kimler Geldi Kimler Geçti” dizisindeki Cem Murathan karakterine geçişi ise şu sözlerle anlatıyor:
“Çok keyif aldım. Ben ne yapacağı belli olmayan karakterleri seviyorum. Cem Murathan da öyleydi. İçinde çelişkiler olan, sabitlenemeyen, öngörülemeyen karakterler bana daha zengin geliyor. İzleyici ne zaman ne yapacağını kestiremiyor ve ben o belirsizlik alanını seviyorum.”
Set Atmosferi ve Zindelik Sırları
“Kimler Geldi Kimler Geçti” dizisinin kendisini çok daha geniş bir kitleyle buluşturduğunu belirten Hakan Kurtaş, setteki pozitif enerjinin başarıda önemli bir payı olduğunu söylüyor. Yoğun temposuna rağmen zinde kalmasını ise hem fiziksel hem de mental çalışmalara borçlu olduğunu belirtiyor:
“Spor beni zinde tutuyor. Genelde kardiyovasküler ağırlıklı çalışıyorum ama son zamanlarda nefes egzersizlerine de başladım. O, zihinsel olarak beni çok rahatlatıyor. Oyunculukta da nefesin ne kadar belirleyici olduğunu sahnede anlıyorsunuz. Şimdi biraz da o nefesi gündelik hayata taşıyorum.”