İzmir’de Başlayan Hukuk Mücadelesi
İzmir’in Karşıyaka ilçesinde oto ve emlak alım satımı yapan Olgun Demirtaş, 2021 yılının Şubat ayında özel bir hastanede belindeki bir beze nedeniyle ameliyat oldu. Operasyona rağmen ağrıları dinmeyen ve sağ bacağına da yayılan Demirtaş, 25 Eylül 2022 tarihinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Tedavisi devam ederken Olgun Demirtaş, 2 Kasım‘da hayatını kaybetti.
Vefatın ardından ağabeyi Cantekin Demirtaş, kardeşinin ölümünde tıbbi ihmal olduğunu ve tedavi sürecinde Dr. E.Y.’nin Küba’dan ilaç getirme vaadiyle kendilerinden 480 bin TL aldığını, bu işlem karşılığında ise herhangi bir belge vermediğini iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Mahkemeden Beraat Kararı Çıktı
Yapılan yargılama sonucunda mahkeme, sanık doktor E.Y.’nin üzerine atılı “kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu işlediğine dair yeterli delil bulunamadığına hükmederek beraatine karar verdi.
Avukat Ceng Düzgüner’den Dikkat Çeken Savunma
Beraat kararının ardından Dr. E.Y.’nin avukatı Ceng Düzgüner, SABAH’a önemli açıklamalarda bulundu. Düzgüner, savunmasında şu noktalara dikkat çekti:
“Olgun Demirtaş 2 Kasım 2023’te vefat ediyor. Şikayet ise vefattan tam 9 ay sonra, 9 Haziran 2024’te yapılıyor. Bu 9 aylık sürede neden böyle bir iddiada bulunulmadı? İfadelerinde, 200 liralık banknotlardan oluşan 500 bin lirayı deri ceketinin cebine koyduğunu iddia ediyor. Bu miktardaki bir paranın bir ceket cebine sığması fiziksel olarak imkansızdır. Biz de bu durumu kanıtlamak için 500 bin liranın ne kadar hacim kapladığını gösteren bir fotoğraf çektirdik.”
Sağlık Bakanlığı Raporu da Beraati Destekledi
Avukat Düzgüner, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen idari soruşturmaya da değindi. Düzgüner, “Sağlık Bakanlığı’nın 16 Eylül 2024 tarihli raporunda, hastanın hastaneye ilk başvurusundan vefatına kadar geçen sürede tüm gerekli tetkik ve tedavilerin eksiksiz yapıldığı ve hastayı takip eden hekimlerin herhangi bir kusurunun bulunmadığı açıkça belirtilmiştir. Bu bilirkişi raporu, müvekkilimin masumiyetini teyit etmektedir” dedi.