Konut Piyasasında Faiz İndirimi Beklentisi: Satışlar Neden Artıyor?

Faiz İndirimi Beklentisi Konut Kredilerine İlgiyi Artırıyor

Merkez Bankası’nın Temmuz ayında politika faizini düşürme olasılığının artması, konut kredilerine yönelik talebi yeniden canlandırmış durumda. Pek çok kişi, “Evi ve krediyi şimdiden garantileyeyim, faizler düştüğünde kredimi yeniden yapılandırırım” düşüncesiyle hareket ediyor gibi görünüyor.

Konut Satışlarında Yükseliş Dikkat Çekiyor

Bu hafta açıklanan ekonomi verileri arasında konut piyasası öne çıktı. TÜİK verilerine göre, 2025’in ilk yarısında konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %26.9 oranında bir artış gösterdi. Bu dönemde ilk el konut satışları %19.8 artarken, ikinci el konut satışlarındaki artış oranı %30.3 olarak gerçekleşti.

Piyasada Hareketliliğin Arkasındaki Nedenler

Yüksek faiz oranlarına rağmen konut piyasasındaki canlanma, 2024’ün son aylarında başlamıştı. Bu hareketliliğin temel nedenleri arasında konut fiyatlarındaki düşüş ve faizlerin ineceğine dair güçlü beklenti yer alıyordu. Birikimi olan vatandaşlar, olası bir faiz indirimi sonrası fiyatların tekrar yükselmesinden önce konut alımına yöneldi. Yılın ilk çeyreğinde faizler düşüşe geçmiş ve Şubat sonunda konut kredisi faiz oranları %40’ın altına inmişti. Ancak siyasi ve jeopolitik gelişmelerle bu indirim süreci kısa sürdü.

Nisan ayında faizler yeniden yükselse de, geçen yıla kıyasla daha düşük seviyelerde kaldı. Merkez Bankası verilerine göre, Ocak-Haziran 2024 döneminde ortalama konut kredisi faizi %43.15 iken, Ocak-Haziran 2025’te bu oran %40.88‘e geriledi. Bu durum, kredileri geçmiş yıla göre bir miktar daha cazip hale getirdi.

Vatandaşlar arasında, “Elimi çabuk tutayım” düşüncesiyle, faizler düşmeden evi alıp, düştükten sonra krediyi yapılandırma eğilimi devam ediyor. Bu noktada iki önemli hususu belirtmek gerekir: Birincisi, konut satışlarındaki artışın ana kaynağı yabancılar değil; yabancılara satışlar genel artışın altında (%12,1) kaldı. İkincisi ise deprem konutlarının teslimatları henüz bu satış rakamlarına dahil edilmiyor.

Piyasada Normalleşme İçin Neler Yapılmalı?

Konut talebindeki artış, ekonomik canlılık için olumlu bir sinyal olsa da, alıcıların demografik yapısı hakkında detaylı bilgi bulunmuyor. İlk defa ev sahibi olanların oranı veya yaş dağılımları gibi veriler mevcut değil. Fiyatlar düşmüş olsa da, sabit gelirliler için hâlâ yüksek seviyelerde seyrediyor. Hükümetin ilk evini alacaklara yönelik adımları olsa da, piyasanın normalleşmesi için bütüncül bir strateji gerekiyor.

Bu kapsamda atılması gereken adımlar şunlardır:

  • İnşaat maliyetlerini kontrol altında tutmak için ara malı üretiminde ve rekabette denetim sağlanmalı.
  • Arsa fiyatlarındaki şişkinliği önleyecek tedbirler hayata geçirilmeli.
  • Birden fazla konut alanlara yönelik ek vergi düzenlemeleri getirilmeli.
  • Lüks projeler yerine sosyal konut inşaatları teşvik edilmeli.
  • Gençler ve sabit gelirliler için devlet destekli finansman programları daha cazip hale getirilmeli.
  • Büyükşehirler dışındaki kentlerin sosyal ve ekonomik gelişimine daha fazla kaynak aktarılmalı.
  • Yabancılara konut satışının koşulları yeniden düzenlenerek sıkılaştırılmalı.

Enflasyon ve Alım Gücü Engeli

Tüm bu adımların başarılı olması için öncelikle manşet enflasyonun düşürülmesi ve reel ücretlerin artırılması şarttır. Mevcut koşullarda, yeni evli bir çiftin veya bir beyaz yakalının mevcut maaş seviyeleriyle ev sahibi olması neredeyse imkansız. Bu durum, özellikle genç çalışanları tasarruf yapmaktan uzaklaştırarak harcamaya yöneltiyor. “Bari daha keyifli vakit geçireyim” düşüncesi, hizmet sektöründeki talebi aşırı yüksek tutarak enflasyonla mücadeleyi Merkez Bankası için daha da zorlaştırıyor.