Hotin Antlaşması’nın Tarihsel Arka Planı ve Önemi
Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Hotin Antlaşması, Hotin Kalesi’nin başarısız kuşatması sonrası imzalanmıştır. Kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasının en temel nedeni olarak, Yeniçerilerin disiplinsiz ve itaatsiz tavırları gösterilmektedir. Özellikle Sultan Genç Osman‘ın yağmayı yasaklaması, ordu içinde büyük bir hoşnutsuzluğa yol açmış ve askerlerin saldırı motivasyonunu kırmıştır. Bu durum karşısında padişah, Lehistan ile masaya oturmak zorunda kalmış ve Hotin Antlaşması’nı imzalamıştır.
Başlangıçta Osmanlı Devleti için kârlı olabilecek bir anlaşma gibi görünse de, Yeniçerilerin tutumu nedeniyle sonuçlar tam tersi olmuştur. Günümüz tarihçileri, bu antlaşmanın imzalanmaması durumunda Osmanlı için daha avantajlı bir sonuç elde edilebileceğini savunmaktadır.
Hotin Antlaşması Ne Zaman ve Kimler Arasında İmzalandı?
Hotin Antlaşması, 29 Eylül 1621 tarihinde Osmanlı Devleti ile Lehistan-Litvanya Birliği arasında imzalanan bir barış antlaşmasıdır. Antlaşmanın maddeleri genellikle vergi ve sınır düzenlemeleri üzerine odaklanmış olsa da, asıl önemi sonuçlarında yatmaktadır. Osmanlı Devleti, normal şartlarda ele geçirebileceği bir kaleyi bu antlaşma ile bırakmak zorunda kalmıştır. Bu durum, padişahın orduya ve özellikle Yeniçeri Ocağı’na olan güvenini temelden sarsmıştır. Bu güvensizlik, ilerleyen dönemde köklü askeri reform kararlarının alınmasına zemin hazırlamıştır.
Hotin Antlaşması’nın Temel Maddeleri
Antlaşmanın öne çıkan maddeleri şu şekilde sıralanabilir:
- Kazakların Osmanlı topraklarına yönelik saldırıları Leh kralı tarafından önlenecektir.
- Kırım Tatarlarının Lehistan’a düzenlediği akınlar Osmanlı Devleti tarafından durdurulacaktır.
- Lehistan tarafından sınıra inşa edilen kaleler yıkılacak ve yenileri yapılmayacaktır.
- Hotin Kalesi, Osmanlı egemenliğindeki Boğdan’a verilecek ve kaleye Türk askerleri yerleştirilecektir.
- Lehistan; Eflak, Boğdan ve Erdel’in iç işlerine karışmayacaktır.
- Lehistan, Osmanlı himayesindeki Kırım Hanlığı’na ödediği yıllık kırk bin altın vergiyi ödemeye devam edecektir.
Antlaşmanın Yıkıcı Sonuçları: Genç Osman’ın Sonu
Hotin Antlaşması’nın en trajik sonucu, Osmanlı tarihinde derin izler bırakmıştır. Kuşatmadaki başarısızlık nedeniyle orduyu yeniden yapılandırma kararı alan Genç Osman, bu düşüncelerini hayata geçiremeden Yeniçerilerin isyanıyla karşılaştı. Saray çevresinden sızan reform planları, İstanbul’daki merkez ordusunu harekete geçirdi. Çıkan isyan sonucunda Genç Osman, Yeniçeriler tarafından vahşice katledildi. Bu olay, tarihte bir Osmanlı padişahının kendi ordusu tarafından öldürüldüğü ilk vaka olarak kayıtlara geçti. Bu suikast, Osmanlı Devleti’nin iç karışıklıklarla zayıfladığı ve geri dönülmez bir sürece girdiği dönemin başlangıcı olarak kabul edilir. Dolayısıyla Hotin Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin aleyhine işleyen ve yıkıcı sonuçlar doğuran bir antlaşma olarak tarihteki yerini almıştır.