Tıbbi Kenevir Yasası Kaygı Uyandırdı: Türkiye Psikiyatri Derneği’nden Önemli Uyarılar

Türkiye Psikiyatri Derneği, TBMM Sağlık Komisyonu’nda kabul edilen ve tıbbi kenevir kullanımını düzenleyen yeni yasa teklifine ilişkin ciddi endişelerini dile getiren bir açıklama yayınladı. Dernek, düzenlemenin toplum sağlığı açısından önemli riskler barındırdığını vurguladı.

Yeni Düzenleme Neler Getiriyor?

Komisyondan geçen kanun teklifine göre, tıbbi kenevir ve türevi ürünlerle ilgili önemli değişiklikler planlanıyor. Teklifin ana hatları şu şekilde:

  • Reçeteli Satış: Tıbbi kenevir (kannabis) ve bundan elde edilen medikal ürünler, sağlık destek ürünleri ve kişisel bakım ürünleri, sadece eczanelerde ve hekim reçetesiyle satılabilecek.
  • Bakanlık Onayı: Tıbbi kenevirin hangi hastalıkların tedavisinde kullanılacağı, Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenecek.
  • Sıkı Takip: Üretimden satışa kadar olan tüm süreçler, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın ortak denetiminde olacak ve elektronik bir takip sistemi ile izlenecek.

Dernekten Gelen Kritik Uyarı: “Kontrolsüz Artış Riski Var”

Türkiye’de endüstriyel kenevir üretiminin 13 Eylül 2024 tarihli yönetmelikle zaten mümkün olduğunu hatırlatan Türkiye Psikiyatri Derneği, yeni teklifin yaratabileceği tehlikelere dikkat çekti.

“Teklifin yasalaşmasıyla kenevir kullanımı ve risklerinin kontrolsüz artacağı açıkça ortadadır. Şu anda bile kamuoyunda kenevirin ‘zararsız’ ve ‘yasal’ olduğuna dair bir algı oluşmaya başlamıştır. Oysa tıbbi amaçlı kenevir kullanımında yüksek oranlarda kannabis kullanım bozukluğu ve bağımlılık gelişimi olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmektedir. Önemli sorunlar yaratma potansiyeline sahip bir madde ile ilgili politikalar mutlaka bilimsel çalışmalar eşliğinde, sosyal, tıbbi ve yasal süreçlerin tüm boyutları ile değerlendirildiği uzun hazırlık aşamalarının ardından şekillendirilmelidir.”

Psikiyatri Derneği’nin Politika Önerileri

Dernek, kannabisin tıbbi kullanımının uygun protokollerle belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, risklerin en aza indirilmesi için bir dizi öneri sundu:

  • Bilgilendirme Kampanyaları: Tıbbi kullanımda dahi olası yan etkiler ve riskler hakkında halka açık ve net bilgilendirme yapılmalı, tıbbi ve keyfi kullanım arasındaki farklar kesin bir dille anlatılmalıdır.
  • Sıkı Denetim ve İzleme: Bağımlılığı tetikleyebilecek bu ilaçlara kolay erişim algısının önüne geçmek için sıkı denetim ve izleme sistemleri kurulmalı ve bu sistemlerin işlerliği yakından takip edilmelidir.
  • Aşamalı Geçiş Politikası: Tedavi amaçlı kannabis reçetelenmesine ve kullanımına aşamalı olarak geçilmeli, her aşamadaki potansiyel sorunlar değerlendirilerek uzun vadeli bir politika izlenmelidir.
  • Veri Toplama Sistemi: Bağımlılık riski, toplumsal etkiler ve sosyoekonomik yükler açısından sistematik bir veri toplama ve analiz sistemi oluşturulmalıdır.
  • Multidisipliner Bilim Komisyonları: Tüm bu süreçleri yönetmek üzere alanda deneyimli uzmanlardan oluşan multidisipliner bilim komisyonları kurulmalı, bu komisyonların yapısı ve çalışma stratejileri kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.