Ahmet Davutoğlu’ndan Yıllar Sonra Gelen Açıklamalar: 15 Temmuz, FETÖ ve Çözüm Süreci
Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, gündeme dair önemli konularda çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Emekli General Rafet Kılıç’ın kitabındaki 15 Temmuz öncesine dair iddialardan, FETÖ ile mücadeleye, çözüm sürecinden Devlet Bahçeli’nin tartışılan önerisine kadar birçok konuda net mesajlar verdi.
15 Temmuz Öncesi Karargâh Ziyareti ve Hulusi Akar İddiaları
Emekli General Rafet Kılıç’ın kitabında yer alan ve Hulusi Akar’ın gergin mimiklerine atıfla anlatılan Karargâh’a veda ziyareti iddiasını Davutoğlu, “O bölümü gördüm, tebessüm ettim. Hulusi Akar’ın beden diline bakarak yorum yapıyor. Bu kadar gayri ciddi bir yorum olur mu? Dolayısıyla külliyen yalan” sözleriyle yalanladı.
Davutoğlu, o ziyaretlerin amacını ise şöyle açıkladı: “Başbakanlığı bırakırken, devlet kurumlarını ziyaret ettim. Her birine, ben ayrıldıktan sonra ne beklediğimi anlattım. Terörle mücadele devam etmeli, FETÖ’yle mücadele devam etmeli vs. dedim. Başbakan olarak Genelkurmay başkanıyla ya da herhangi bir kurum başkanıyla tartışmam. İstişare eder, talimat veririm.”
2015 YAŞ Toplantısı ve Engellenen FETÖ Tasfiyesi
Ahmet Davutoğlu, başbakan olarak katıldığı tek Yüksek Askeri Şura’nın 2015’te olduğunu belirterek, FETÖ’cülerin tasfiyesine yönelik önemli adımlar planladıklarını ifade etti. Ancak bazı isimler konusunda direnişle karşılaştığını vurguladı:
“Mesela Mehmet Dişli’nin net olarak 2015’te görevden alınmasını istedim. Ama Genelkurmay’dan ‘Söylentiler var, delil yok’ dendi. Cumhurbaşkanı da abisinin (Şaban Dişli) garantisiyle erteledi. Bana kalsa, 2015’te, Mehmet Dişli’yi MİT’ten gelen rapor üzerine görevden alacaktık. Çünkü MİT çok net olarak bana Mehmet Dişli’nin, bu çetenin önemli isimlerinden biri olduğunu bildirmişti.”
“Uludere Sendromu” ve Darbeden Bir Gün Önce Çıkan Yasa
Davutoğlu, 23 Temmuz 2015’te terör örgütlerine karşı operasyon talimatı verdiğinde bir komutanın “Uludere sendromu”ndan bahsederek hukuki muafiyet istediğini anlattı. Bu talebi, “Devlet sendromla yönetilmez, devlet dirayetle ve hukukla yönetilir” diyerek reddettiğini belirtti. Davutoğlu, kendisinin vermediği bu hukuki muafiyetin, görevden ayrıldıktan sonra, darbeden bir gün önce, 14 Temmuz 2016’da yürürlüğe girdiğine dikkat çekti.
Çözüm Süreci ve Meclis Komisyonu
Yeni başlayan çözüm sürecini desteklediğini belirten Davutoğlu, kurulacak Meclis komisyonunun doğru işlemesi için iki önemli noktaya vurgu yaptı: Komisyonun, iktidarın sorumluluktan kaçtığı bir “günah keçisi” olmaması ve Kürt sorununun tamamını çözecek bir beklentiye girilmemesi gerektiğini söyledi. Komisyonun odaklanması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
- İnfaz yasasında suça bulaşmamış kişilerin rehabilitasyonuna yönelik değişiklikler.
- Terörle Mücadele Yasası’nda, terör kavramının genişliğini daraltacak düzenlemeler.
- Kayyum uygulaması gibi konularda pratik adımlar atılması.
Suriye Politikası ve “Lübnanlaştırma” Tehlikesi
Suriye’deki gelişmelerin endişe verici olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye’nin daha aktif bir rol alması gerektiğini savundu. “Suriye’nin güneyini İsrail, batısını Rusya, kuzeydoğusunu ABD etkisine bırakamayız” diyen Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’deki tüm gruplarla temas kurarak ülkenin birliğini sağlamaya yönelik aracılık etmesi gerektiğini ifade etti.
Bahçeli’nin “Kürt ve Alevi Cumhurbaşkanı Yardımcısı” Önerisi
Devlet Bahçeli’nin gündeme getirdiği Kürt ve Alevi cumhurbaşkanı yardımcısı projesine ilişkin Davutoğlu, şu kritik uyarıyı yaptı:
“Eğer Sayın Bahçeli, bunu bu sürecin sağlığı için geçici olarak uygulanacak bir tavsiye olarak söylemişse ‘Tartışılabilir’. Ama bunu bir sistem olarak teklif ediyorsa çok tehlikeli. Asla doğru görmem. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşitliği kavramını bozar. Türkiye’de herkes milli iradeyle seçildiğinde cumhurbaşkanı olabilir. Aksi takdirde Türkiye’yi milli devlet kimliği içinde bir arada tutmak zorlaşır.”
İmralı Mesajları ve Operasyonların Sürece Etkisi
İmralı ile mektuplaşma iddialarını reddeden Davutoğlu, İmralı heyetinin getirdiği bilgi ve gözlemlerden oluşan mesajlar olduğunu kabul etti. Sürecin selameti için detay vermekten kaçındı. Öte yandan CHP’li belediyelere yönelik operasyonların çözüm sürecine zarar verdiğini belirterek, “Yolsuzlukla mücadeleye evet, bunun siyasette rakibi tasfiye aracı haline getirilmesine hayır” dedi.
Partisinden İstifalara İlk Yorum
Röportajın sonunda partisinden gelen istifa haberleri sorulan Davutoğlu, “Güç rüzgârları sert estiğinde şahsiyet sahipleriyle konjonktürel tipleri ayırt edebilmek için herkesi kendi sınavıyla baş başa bırakmak lazım! Ne kalana git derim ne gidene kal derim” şeklinde yanıt verdi.