Çekya’da Komünizm Propagandasına Hapis Cezası
Çekya, ceza kanununda yaptığı önemli bir değişiklikle komünizm propagandasını ve örgütlenmesini resmen yasakladı. Cumhurbaşkanı Petr Pavel tarafından onaylanan yeni yasa, Nazizm, komünizm ve insan haklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan diğer totaliter ideolojileri aynı hukuki çerçevede ele alıyor.
Yeni Düzenlemenin Detayları
Yeni yasaya göre, bu tür ideolojileri kuran, destekleyen veya propagandasını yapan kişiler hakkında ciddi yaptırımlar öngörülüyor. Suçlu bulunanlar 1 ila 5 yıl arasında hapis cezası ile karşı karşıya kalabilecek. Bu düzenleme, Çek hükümetine bağlı faaliyet gösteren Totaliter Rejimler Araştırma Enstitüsü’nün de desteğini aldı.
Tarihsel Tartışma: “Nazizm Yabancı, Komünizm Bizim”
Yasa tasarısının hazırlanmasında rol alan Michael Rataj, Çek toplumundaki çifte standarda dikkat çekti. Rataj, bu durumu şu sözlerle eleştirdi:
“Çek toplumunda Nazizm hâlâ ‘yabancı bir Alman suçu’ olarak algılanırken, komünizm ‘bizim geçmişimiz’ olduğu gerekçesiyle daha hoşgörülü bir yaklaşımla değerlendiriliyor. Bu durum hem mantıksız hem de adaletsizdir.”
Bu yasal düzenleme, iki ideoloji arasındaki algı farkını ortadan kaldırmayı hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Pavel ve Geçmişi
Yasayı imzalayan Cumhurbaşkanı Petr Pavel’in geçmişte Komünist Parti üyesi olması, ülkede siyasi tartışmalara yol açtı. Pavel, bu üyeliğini bir “gençlik hatası” olarak tanımlasa da, muhalefet ve bazı sivil toplum kuruluşları bu durumu “ikiyüzlü” ve “siyasi bir manevra” olarak nitelendiriyor.
Komünist Parti’den Yasaya Tepki
Çekya Komünist Partisi (KSCM), yasaya sert bir dille karşı çıktı. Parti tarafından yapılan resmi açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu hamle tamamen politik motivasyonludur. KSCM’yi yasa dışı ilan etmeye yönelik bir başka başarısız girişim ve muhalefeti sindirme çabasıdır.”
Yaklaşık yüzde 5 oy oranına sahip olan KSCM’nin, 2025 Ekim seçimlerinde yeniden parlamentoya girme ihtimali bulunuyor.
Doğu Avrupa’daki Benzer Adımlar
Çekya’nın bu adımı, Polonya, Letonya ve Litvanya gibi diğer Doğu Avrupa ülkelerinde uzun süredir devam eden “de-komünizasyon” politikalarının bir parçası olarak görülüyor. Bu ülkeler daha önce Sovyet anıtlarını kaldırma ve komünist sembolleri yasaklama gibi kararlar almıştı.