Erendiz Atasü’den Çağrı: Türkiye’nin Tarım Politikaları Toprak ve Vatanı Tehdit Ediyor

Bir Yazarın Feryadı: Tarım, Toprak ve Vatan Mücadelesi

78 yaşındaki yazar Erendiz Atasü, bu yazısını gözyaşları içinde kaleme aldığı bir feryat olarak nitelendiriyor. Fiziksel gücü elverseydi, günlerdir TBMM önünde yağmur çamur demeden, aç biilaç nöbet tutan ve tüm Türkiye adına mücadele veren köylülerin yanında olacağını belirtiyor.

İklim ve Maden Yasaları Neden Gündem Olmuyor?

Atasü, kamuoyuna şu can alıcı soruyu yöneltiyor: “Sevgili okur, zannediyor musunuz ki ‘İklim Yasası, Maden Yasası’ diye anılan mevzuat değişikliği ülkenin sadece küçük bir bölümünü ilgilendiriyor?” Cevabın kesin bir “Hayır” olduğunu vurgularken, bu önemli mücadelede çiftçilerin neden yalnız bırakıldığını sorguluyor. Parlamenter muhalefetin çabalarını takdirle karşıladığını ifade eden yazar, CHP yönetimine ve mitinglere katılan on binlerce yurttaşa teşekkür borçlu olduğumuzu, ancak bunun yeterli gelmediğini ve Maden Yasası’nın meclisten geçtiğini üzülerek belirtiyor.

Tarım Ülkesi Olmaktan Uzaklaşmak

Türkiye’nin bir zamanlar kendi kendini besleyebilen nadir ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Atasü, bugünkü duruma dikkat çekiyor: “Şimdi halimize bakın! Tarım ürünlerinin niteliksizliği ve dudak uçuklatan fiyatları, nereye gittiğimizi göstermiyor mu? Daha da mı yok edeceğiz tarımımızı!” Sanayi Devrimi’ni yakalamış Almanya, Hollanda gibi ülkelerin bile tarımı asla ihmal etmediğini, çünkü sonunun açlık olduğunun bilincinde olduklarını vurguluyor.

Öz Yurdunda Kiracı Olma Tehlikesi

Atatürk‘ün “Köylü milletin efendisidir” sözünü hatırlatan yazar, Atatürkçü derneklerin, sosyalistlerin ve meslek odalarının bu mücadeledeki sessizliğine sitem ediyor. Tarım yapamaz duruma düşen yüz binlerce insana, işsizliğe batmış bu ülkenin ne gibi bir olanak sunacağını sorguluyor.

“Bugün Filistin’deki soykırım için hepimizin yüreği kan ağlıyor ama kaçımız bu acı maceranın en başında toprak meselesinin olduğunu biliyoruz ya da hatırlıyoruz? Filistinlilerin 20. yüzyıl başlarından, 2. Dünya Savaşı’nın sonunda İsrail devleti kurulasıya kadar Yahudi yerleşimcilere sattığı vatan parçalarıydı! Topraktı!”

Atasü, Âşık Veysel’in “sadık yarim” dediği toprağın önemine dikkat çekiyor. Çok uluslu şirketlere toprağını tahsis eden bir ülkenin, öz yurdunda kiracı durumuna düşeceğini ve bir gün mal sahibinin ona kapıyı göstereceği uyarısıyla yazısını sonlandırıyor.

ERENDİZ ATASÜ
YAZAR