Türk Diplomasisini Hedef Alan İddialara Sert Yalanlama
Sosyal medya platformlarında Türk diplomatlarını hedef alarak yayılan “Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan diplomatik plakalı araçta yasaklı madde ele geçirildi” şeklindeki iddialar, İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından yapılan bir açıklamayla çürütüldü.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden Net Açıklama
DMM, yaptığı açıklamada, sosyal medya hesapları aracılığıyla bilinçli bir şekilde servis edilen içeriklerin, olayla hiçbir bağlantısı olmayan diplomatik bir aracı Türk diplomatlara aitmiş gibi gösterme çabası olduğunu belirtti. Merkezin açıklaması, söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığını net bir şekilde ortaya koydu.
Sosyal medya mecralarında, “Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapmak isteyen diplomatik plakalı bir araçta yüklü miktarda yasaklı madde ele geçirildiği” haberi üzerinden, aracın Türk diplomatlara ait olduğu izlenimi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu iddialar, gerçeği yansıtmayan ve kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan bir dezenformasyon faaliyetidir.
Olayın Aslı Nedir? İşte Gerçekler
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, olayın gerçek yüzünü şu detaylarla aydınlattı:
- Araç Plakası: Yakalanan araç Belçika diplomatik plakası taşımaktadır.
- Araç Sahibi: Araç, Kongo Cumhuriyeti’nin Brüksel’de görev yapan bir diplomatına aittir.
- Şahıslar: Bulgar kolluk kuvvetlerinin tespitine göre, aracın sürücüsü Bulgaristan vatandaşı, yanındaki yolcu ise Belçika vatandaşıdır.
Operasyonun Detayları ve Türkiye’nin Konumu
Gerçekleştirilen operasyonun, Bulgaristan makamlarınca yürütülen uluslararası bir kaçakçılıkla mücadele faaliyeti olduğu belirtildi. Açıklamada, “Hadisenin Türkiye Cumhuriyeti, Dışişleri Bakanlığı görevlileri ya da herhangi bir vatandaşımızla doğrudan veya dolaylı hiçbir ilgisi bulunmamaktadır” ifadesiyle Türkiye’nin olayla bir bağlantısı olmadığı kesin bir dille vurgulandı.
Kamuoyuna Uyarı: Kasıtlı Paylaşımlara Dikkat!
Merkez, bazı çevrelerin bu olayı kullanarak sosyal medyada maksatlı paylaşımlar yaptığını ve bu yolla Türk diplomasisi ile ülkemizi hedef alarak olumsuz bir algı oluşturmaya çalıştığını belirtti. Bu tür dezenformasyon kampanyalarının temel amacının, Türkiye’nin, dış temsilciliklerinin ve diplomatlarının itibarını zedelemek olduğu ifade edildi. Vatandaşların yalnızca resmî makamlarca yapılan açıklamalara itibar etmesi ve manipülatif içeriklere karşı dikkatli olması gerektiği önemle duyuruldu.