Sana Göre Haber

KDV Engeli Metal Sanayini Vuruyor: Türkiye’nin Yıllık 1 Milyar Dolarlık LME Kaybı

Türkiye’nin Milyar Dolarlık Fırsat Maliyeti: LME Deposu Krizi Büyüyor

Türkiye metal sanayii için kritik öneme sahip olan Londra Metal Borsası (LME) lisanslı deposunun ülkede açılamaması, her geçen gün büyüyen bir ekonomik kayba neden oluyor. Suudi Arabistan’ın Cidde’de 30 Ocak 2025’te faaliyete geçecek bakır ve çinko depoları için LME onayı alması, Türkiye’nin bu alanda yaşadığı yıllık en az 1 milyar dolarlık fırsat maliyetini yeniden gözler önüne serdi.

Stratejik Kaybın Temel Nedeni: KDV Sorunu

Sektör temsilcileri, Türkiye’de bir LME deposu kurulamamasının ardındaki temel engelin yıllardır çözülemeyen Katma Değer Vergisi (KDV) sorunu olduğuna dikkat çekiyor. Suudi Arabistan, metal ticaretindeki artan rolü ve “Vizyon 2030” hedefleri doğrultusunda bu adımı atarken, Türkiye geçmişten gelen vergi ve lojistik engelleriyle boğuşuyor.

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Başkanı Çetin Tecdelioğlu, “Türkiye’de de arz güvenliği sorunu var. Özellikle alüminyum, bakır gibi ürünler olmadan üretim olmuyor. Eğer bu malzemeler Türkiye’de stratejik olarak kolay ulaşabilir olmazsa dünya­da ya da ülkemizde yaşanacak sorunlarda işletmelerimizi de­vam ettiremeyiz. LME depoları ile arz güvenliği sorunu ortadan kaldırılıp, milyarlarca dolarlık üretim ve ihracat gerçekleştiren tüm sektörlerin de ihtiyaçları garanti altına alınıyor” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.

Sanayicinin Sırtındaki Yük: Ek Primler ve Maliyetler

LME deposunun Türkiye’de olmamasının en somut maliyeti, metal ithalatında ödenen ek primler olarak öne çıkıyor. Türk sanayicisi, ihtiyaç duyduğu metalleri alırken LME depolarına erişimi olan ülkelere kıyasla ton başına ekstra 300-400 dolar prim ödemek zorunda kalıyor. Yapılan hesaplamalara göre, yalnızca alüminyum ithalatındaki ek primlerin yıllık faturası 1 milyar doları buluyor. Bakır, nikel ve çinko gibi diğer metaller eklendiğinde ise toplam kayıp çok daha yüksek seviyelere ulaşıyor.

Finansman ve Risk Yönetimi Dezavantajları

Maliyetler sadece primlerle sınırlı değil. LME sertifikalı ürünler daha uygun koşullarla finanse edilebilirken, Türk firmaları %2 ila %4 daha yüksek faiz oranlarıyla karşılaşıyor. Bu durum, yüz milyonlarca dolarlık hammadde alımlarında on milyonlarca dolarlık ek finansman maliyeti anlamına geliyor. Ayrıca, fiyat dalgalanmalarına karşı kullanılan hedging (ris­kten korunma) mekanizmalarından tam olarak yararlanılamaması, firmaları piyasa risklerine karşı savunmasız bırakıyor.

Bölgesel Merkez Olma Fırsatı Kaçıyor mu?

Türkiye’nin coğrafi konumu ve sanayi altyapısı, onu bölgesel bir metal ticaret ve lojistik üssü yapma potansiyeli taşıyor. Bir LME deposu, Ortadoğu, Kafkasya ve Doğu Avrupa pazarları için Türkiye’yi bir merkez haline getirebilir; lojistik, depoculuk ve finans sektörleri için milyarlarca dolarlık yeni bir ekosistem yaratabilirdi. Ancak KDV mevzuatındaki pürüzler nedeniyle geçmişte Tekirdağ ve Gebze’de açılan depolar sürdürülebilir olamadı ve LME, Ortadoğu’daki varlığını güçlendirmek için tercihini Suudi Arabistan’dan yana kullandı.

Çözüm Arayışları ve LME Deposu Şartları

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İDDMİB gibi kuruluşlar, LME lisanslı depoların yeniden açılması için ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerini sürdürüyor. Ancak somut bir ilerleme için öncelikle yasal altyapının hazırlanması gerekiyor.

LME Deposu Açmak İçin Gerekli Ana Şartlar:

Dünya genelinde 33 farklı lokasyonda 450 adet LME onaylı depo bulunurken, Türkiye’nin bu ağın dışında kalması, sanayicinin rekabet gücünü zayıflatmaya ve ülkeye milyarlarca dolara mal olmaya devam ediyor.

Exit mobile version