Deprem Felaketinin Hukuki Yankıları Sürüyor
Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde bulunan Trend Garden Rezidans, 6 Şubat depremlerinin ilk saniyelerinde yıkılarak büyük bir faciaya neden oldu. Aralarında Spor Toto 1. Lig ekibi Yeni Malatyaspor’un kalecisi Ahmet Eyüp Türkaslan ve 5 çocuğun da bulunduğu 31 kişi enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma neticesinde 15 sanık hakkında dava açıldı.
Mahkeme Kararı ve Tartışmalı İndirimler
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Mayıs’ta görülen karar duruşmasında önemli kararlara imza attı. Mahkeme, gerekçeli kararında müteahhit, statik proje müellifi ve rezidans sahiplerinin “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçunu işlediği kanaatine vardığını açıkladı. Bu kapsamda sanıklardan; müteahhit Bahattin Doğan ve statik proje müellifi Bülent Yeroğlu‘na 12 yıl 6 ay, rezidans sahipleri Engin Aslan ve Sefa Gülfırat‘a ise 12 yıl 6 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Davada yargılanan diğer 10 sanık ise beraat etti.
Kararda, müteahhit Bahattin Doğan’ın inşaat aşamasında mevzuata ve teknik kurallara aykırı imalat yaptığı, statik projeyi hazırlayan Bülent Yeroğlu’nun ise proje eksiklikleri ve denetim sorumluluğundaki ihmalleri nedeniyle kusurlu olduğu vurgulandı.
31 Kişinin Ölümüne Neden Olan Davada ‘Sabıkasızlık’ İndirimi
Mahkemenin gerekçeli kararında en çok tepki çeken nokta ise cezalarda yapılan indirim oldu. Kararda, sanıklar hakkında “cezanın geleceğe etkisi ve sabıkasız olmaları nedeniyle TCK 62/1 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapıldığı” belirtildi. Verilen cezalara rağmen sanıklar hakkında tutuklama kararı çıkmaması, mağdur ailelerin tepkisini daha da artırdı. Ayrıca, dosya dışı belediye görevlileri Mustafa Bingöl ve Alper Yiğit hakkında da “bilinçli taksirle ölüme sebep olma” suçundan suç duyurusunda bulunulduğu ifade edildi.
Mağdur Ailelerden Adalet Çağrısı: “Geç Gelen Adalet, Adalet Değildir”
Depremde kardeşi İbrahim Kurt’u kaybeden Hatice Açıkalın, karara isyan ederek Adalet Bakanlığı’na seslendi. Açıkalın, ihmallerin teknik raporlarla sabit olmasına rağmen sadece 4 sanığın ceza aldığını ve bu cezalarda da indirim uygulandığını belirtti.
“Biz bu binada 31 canımızı kaybettik. 31 canın yaşam hakları ellerinden alındı. Bizim geleceğimiz, umudumuz elimizden alındı. Buna rağmen sanıkların geleceği düşünülerek indirim uygulanması, mağdur ailelerde adalet duygusunu derinden zedelemiştir. Ayrıca bu karar, toplumda benzer olayların cezasız kalacağı algısını da güçlendirmiştir. Bir binanın yıkılması sadece betonun değil, adaletin de yıkılması anlamına gelir. Sorumlu olan herkesin hak ettikleri cezayı en üst seviyeden alabilmeleri için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Cezasızlık ya da caydırıcı olmayan cezalar suça teşviktir. Geç gelen adalet, adalet değildir.”
Avukat Pınar Ersu: “Bu Bir Hukuki Garabettir”
Müşteki avukatı Pınar Ersu ise verilen cezaların adaletsizlik duygusunu derinleştirdiğini vurguladı.
“Israrla izah ettiğimiz ‘olası kast’ hali göz ardı edilmiş, 1975 yönetmeliğine dahi uygun yapılmadığı teknik rapor ile sabit olan bir binayı 12 bağımsız bölümden 42 bağımsız bölüme tadil edenler hakkında ‘bilinçli taksir’ hükümleri uygulanmıştır. 31 kişinin göz göre göre ölüme sürüklendiği bu binaya ilişkin yapılan yargılamada sadece 4 kişiye ceza verilmesi ve bu cezaların son derece düşük olması, sanıkların tutuksuz yargılanmaları kabul edilemez. 31 kişinin vefatına neden olmuş insanların en ufak bir pişmanlık duymadan takdiri indirim almalarını en hafif tabir ile hukuki garabet olarak görüyoruz. Hukuk mücadelemiz bitmiş değildir.”