Terör Örgütü Yöneticisinden Silah Bırakma Sürecine İlişkin Açıklamalar
“Terörsüz Türkiye” girişimi kapsamında terör örgütü PKK’dan bir grubun silah bırakmasıyla gündeme gelen sürece dair, örgütün yönetici kadrosundan önemli bir açıklama yapıldı. Örgütün çatı yapılanması KCK’nin eş başkanlarından Cemil Bayık, örgüte yakın bir medya kanalına verdiği röportajda, 11 Temmuz’da gerçekleşen silah bırakma eyleminin sadece sembolik bir anlam taşıdığını vurguladı.
Silah Bırakmak İçin Öne Sürülen Şartlar
Bayık, silahların tamamen bırakılması için Türkiye’nin atması gereken adımlar olduğunu belirterek, örgütün taleplerini sıraladı. Bu taleplerin yerine getirilmemesi durumunda silahlı mücadeleden vazgeçmeyeceklerini net bir dille ifade etti.
“Eğer Türkiye, Rêber Apo’nun koşullarında değişiklik yaparsa, tecridi ortadan kaldırırsa, Rêber Apo özgür bir şekilde çalışma yürütürse, herkesle iletişim kurabilirse, özgürlük yasaları geliştirilirse, demokratik entegre yasaları geliştirilirse o zaman zemin yaratılır ve biz de silahları bırakabiliriz. Böyle olmadığı sürece kimse bizden silah bırakmamızı isteyemez.”
“PKK Silah Bırakır Ama Yarın Başkası Silahlanır”
Terör örgütü yöneticisi, silah bırakma tartışmalarına yönelik spekülasyonları da eleştirdi. Bayık, “Basında bazı tartışmalar yürütülüyor; yok ‘Duhok’ta silah bırakacaklar’, yok ‘Hewlêr’de bırakacaklar’… Bunlar tamamen boş konuşmalardır. Kimse bize bu şekilde baskı da yapamaz, böyle bir algı da yaratamaz,” ifadelerini kullandı. Silahlı mücadelenin temelinde yatan sorunların çözülmemesi halinde kalıcı bir barışın mümkün olmayacağını savunan Bayık, şu dikkat çekici tespitte bulundu:
“Silahlı mücadelenin ortaya çıkmasının bir alt yapısı var. Eğer bu alt yapıyı ortadan kaldırmazsanız, PKK silah bırakır ama yarın başkası silahlanır.”
Erdoğan’ın Konuşmasına Değerlendirme
Bayık, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın 12 Temmuz’da Kızılcahamam kampında yaptığı ve “Biz AK Parti, MHP ve DEM Parti olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik” dediği konuşmayı da değerlendirdi. Konuşmayı kısmen olumlu bulduğunu belirten Bayık, “Daha güçlü bir konuşma olmalıydı. ‘Kürt sorununu çözmek istiyoruz, herkesle birlikte bunu yapacağız’ demeliydi. Bu sadece bizim sorunumuz değil, herkesin sorumluluğu, bu yüzden birlikte çözeceğiz demeliydi. O zaman herkes kurulacak komisyonun, yapılacak konuşmaların sorunu çözeceğine inanırdı,” dedi.