Prag’da Türk Diplomasisi: Egemen Bağış ile 5 Yıllık Görev Sürecinin Değerlendirmesi
Prag Büyükelçisi olarak görev yapan Egemen Bağış ile bir büyükelçinin yalnızca resmi görevlerle değil, aynı zamanda halkla kurduğu samimi ve güler yüzlü iletişimle nasıl fark yaratabileceğini konuştuk. Bağış, 2019-2024 yılları arasındaki görev sürecini ve Türkiye-Çekya ilişkilerine kattığı değeri anlattı.
Türkiye’yi Temsil Etmek Bir Onurdur
Prag’daki beş yıllık görev süresinin kendisi için ne ifade ettiğini sorduğumuzda Bağış, “2019-2024 yılları arasındaki görev sürem boyunca Türkiye ve Çekya arasındaki ikili ilişkilerin ilerletilmesine yönelik yoğun mesai harcadık. Bugün gelinen noktada somut neticelerini görmek bizim için mutluluk verici. Görevi yüz akıyla devretmenin gururunu yaşıyorum. Ülkemizi özellikle dış temsilciliklerdeki yüzü olmak bir hayli onur verici,” ifadelerini kullandı.
Kültürel Etkinlikler ve Sosyal Diplomasi
Büyükelçilik görevi boyunca düzenlenen kültürel ve sosyal etkinlikler hakkında bilgi veren Bağış, Prag’da geçirdiği sürecin her iki ülke için de verimli geçtiğini belirtti. “Açılışını 6 Haziran 2024 tarihinde gerçekleştirdiğimiz ‘Çek-Türk İşbirliği Parkı’ iki ülke arasındaki köklü bağların bir sembolü oldu. Ayrıca, Yunus Emre gibi büyük şairlerimizi anma etkinlikleri düzenleyerek kültürel alışverişi artırmaya çalıştık. Türk kahvesi kültürümüzü tanıtmak amacıyla ‘Türk Kahvesi Kültür Festivali’ gibi etkinlikler düzenledik ve Çek halkından oldukça güzel geri dönüşler aldık.”
Kriz Anlarında Büyükelçiliğin Rolü
Türkiye’nin Çekya’daki sefaret binasının kriz dönemlerinde aktif kullanımına değinen Bağış, yurt dışında vatandaşlara ulaşılabilir olmanın önemini vurguladı.
“Çekya’daki tüm vatandaşlarımız arasında hiçbir ayrım yapmadan her türlü ihtiyacına yetişmeye çalıştık. Pandemi sürecinde vatandaşlarımızla özenle ilgilendik. 2023 Şubat ayında ‘Asrın Felaketi’ olarak nitelendirilen depremlerin ardından sivil toplum kuruluşları ile yardım toplama merkezleri oluşturduk ve bu malzemeleri ülkemize ulaştırdık. Yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde, Çek arama kurtarma ekibi ülkemizdeki çalışmalara ilk katılan ve en uzun süre kalan ekiplerden biri oldu.”
Tarihe ve Mekâna Vefalı Yaklaşım
Tarihi Sefaret binasındaki restorasyonlar ve bu sürecin sonunda yayımlanan eser hakkında da bilgi veren Büyükelçi, “Cumhuriyetimizin 100. yılı, Türk-Çek diplomatik ilişkilerinin 100. yılı ve konut binamızın 100. yaşı gibi üç önemli tarihi birleştiren kalıcı bir eser hayal ettik. Eşim Beyhan Hanım’ın koordinasyonuyla, hem Konut binamızı hem de Türkiye-Çekya ilişkilerinin tarihçesini konu alan bir prestij kitabı hazırladık. Bu, tarihimize ve bu mekâna bir vefa göstergesi oldu.” dedi.
Şehitlerimiz ve Geçmişimiz Unutulmadı
Çekya’daki Türk şehitlikleri ve anma etkinliklerine de dikkat çeken Bağış, şunları söyledi: “II. Dünya Savaşı döneminde Terezin’deki Nazi toplama kampında hayatını kaybeden vatandaşlarımız anısına kalıcı bir mermer plaket yerleştirdik. Ayrıca, I. Dünya Harbi’nde Galiçya cephesinde şehit düşen askerlerimizin hatırasının yaşatıldığı şehitliklerimizde her yıl 18 Mart’ta Çek ordusu ve vatandaşlarımızın katılımıyla anma törenleri düzenleyerek şehitlerimizin hatırasını canlı tuttuk.”
Ekonomi ve Ambargo Sonrası Gelişmeler
Göreve başladığında Çekya’nın uyguladığı ambargoya rağmen ekonomik ilişkilerin nasıl geliştiği sorusuna Bağış, somut verilerle yanıt verdi: “İki ülke arasındaki ikili ticaret hacmini dört yılda 3 milyar Dolardan 6.5 milyar Dolara çıkardık. Ülkemize Çekya’nın en büyük şirketlerinin yatırım yapmasını sağladık. Göreve başladığımda ülkemize savunma sanayii alanında ambargo uygulayan sekiz AB ülkesinden biri olan Çekya ile yürüttüğümüz diplomatik faaliyetler sonuç verdi. Ambargoyu kaldırtmakla kalmayıp, iki ülke şirketleri arasında stratejik ortaklıklar kurulmasına vesile olduk.”
Uluslararası Platformda Türkiye
Uluslararası kuruluşlarla ilişkiler hakkında da konuşan Bağış, “Türkiye-Çekya parlamentolararası dostluk grubunun kurulmasıyla ilişkilerimiz daha sağlam temellere oturdu. Ayrıca, Cumhurbaşkanımızın destekleriyle kurulan Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı’nın Yüksek Danışma Kurulu üyesi olarak medeniyetler arası diyalog geliştirmeye çalıştık. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Prag Büyükelçiler Grubu Başkanlığına da oybirliğiyle seçildik.” şeklinde konuştu.
Halkla Kaynaşma ve Gastronomi
Prag’daki Türk toplumu ve yerel halkla kaynaşma sürecini anlatan Bağış, ortak değerler etrafında birleşmenin önemine değindi. “Bayramlarımız ve özellikle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarımız, Çekya devlet erkânının da katılımıyla görkemli bir şekilde gerçekleşti. Türk kahvesi ve kahvaltısını Prag’ın önde gelen kafelerinde sunarak, zengin mutfağımızı Çek kamuoyuna sevdirdik. Bu tür kültürel alışverişler, tıpkı ilk büyükelçimiz 28 Mehmet Çelebi’nin Fransa sefaretnamesinde olduğu gibi, kalıcı etkileşimler yaratıyor.”
Kültür ve Sanatla Diploması
Kültürel organizasyonların önemini vurgulayan Bağış, “Yunus Emre, Aşık Veysel, Nazım Hikmet Ran, Halide Edip Adıvar gibi Türk-Çek tarihinde önemli roller üstlenen isimleri andık. Nazım Hikmet’in sıkça vakit geçirdiği Slavia Cafe’de düzenlediğimiz etkinlikler ve geleneksel hale gelen Türk-Çek Dostluk Golf Turnuvası, kültürel kaynaşmanın önemli adımları oldu,” dedi.
Kişisel Motivasyon ve Gençlere Tavsiyeler
Bu kadar yoğunluk içinde kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?
“Önceliklerimi iyi sıralamaya çalışıyorum. Düzenli spor yapıyor, film izliyor ve kitap okuyorum. Beynimi aktif tutmak için eşimim tavsiyesiyle İspanyolcamı geliştiriyorum.”
Tekrar büyükelçilik görevi verilse, düşünceniz ne olur?
“Devletimin bana nerede ihtiyacı varsa orada görev yaparım. Hep öyle yaptım, yine yaparım.”
Diplomasiye gönül veren gençler için tavsiyeleriniz nelerdir?
“Gençlere tavsiyem; kendilerini sürekli geliştirmeleri, önyargısız olmaları ve teknolojiyi yakından takip etmeleridir. Değişimi önce kendilerinde başlatmalılar.”