Ahmet Özer’den Tutuklanmasına İlişkin Çarpıcı Değerlendirmeler
Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen Ahmet Özer, ‘terör örgütüne üye olma’ suçlamasıyla 30 Ekim 2024 tarihinde tutuklanmıştı. Hakkında 15 yıl hapis cezası istenen Özer, yargılandığı davanın ikinci duruşmasında tahliye edilmesine rağmen, başka bir soruşturma gerekçesiyle cezaevinden çıkamamıştı. Özer, T24’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda, yaşadığı süreci ve siyasi yansımalarını değerlendirdi.
“Seçimle Alamadıkları Belediyeye Kayyım Atamanın Yoluydu”
Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden alınmasını siyasi bir hamle olarak nitelendiren Özer, şu ifadeleri kullandı:
“Sinerjiyi yok ederek Esenyurt Belediyesi’ni hedefe koymaktı. Seçimle alamadıkları ve çok önemsedikleri Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atamalarının tek yolu buydu.”
“Bir Taşla Kuş Katliamı Yapmaya Çalıştılar”
Hakkındaki örgüt üyeliği suçlamasının çok yönlü bir planın parçası olduğunu belirten Özer, “Beni örgütle iltisaklı ve irtibatlı göstererek CHP’nin içini karıştırmaya yeltendiler” dedi. Operasyonun sadece kendisini değil, daha büyük hedefleri olduğunu vurguladı.
“İmamoğlu’nu Oyun Dışına Atmak İstediler”
Özer, operasyonun nihai hedeflerinden birinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğunu iddia etti:
“Bütün bunlarla birlikte Esenyurt’tan İBB’ye bir tünel kazarak güçlü Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nu oyun dışına atmak, elimine etmek istediler. Daha tutuklandığım gün bu tespiti yaptım ve zikrettim. Öyle ki henüz tutuklamaya sevk edilmemişken, savcı kararını beklerken avukat da olan kızıma bunu doğrudan söyledim.”
Operasyonun Üç Ana Hedefi
Ahmet Özer, kendisine yönelik operasyonun arkasında üç temel amacın yattığını belirtti:
- Esenyurt Belediyesi’ni Ele Geçirmek: “Birinci hedef benim kısa sürede Esenyurt’ta hem hizmet yönünden hem de siyasi açıdan yarattığım yüksek sinerjiyi yok ederek Esenyurt Belediyesi’ni hedefe koymaktı. Halk ne denli çalıştığımı ve hizmet aşkımı, azmimi gördü ve bir daha Esenyurt’u alamamaktan korktular.”
- CHP İçinde Karışıklık Yaratmak: “İkincisi, benim Esenyurt özelinde Kürt seçmenle kurduğum bağ ve onların CHP’ye oy vermesi hükümeti rahatsız etti. Bir yanda bu bağı koparmak istediler öte taraftan beni örgütle iltisaklı ve irtibatlı göstererek CHP’nin içini karıştırmaya yeltendiler.”
- Siyasi Mesaj Vermek: “Üçüncüsü de 22 Ekim 2024 tarihinde Bahçeli’nin çıkışına verilen cevap niteliğindeydi. Bahçeli’nin Öcalan’a yaptığı çağrı kendi tabanında sarsıntılara yol açacağı için, ‘Bakın biz terörle mücadele ediyoruz’ mesajı vermek istediler.”
“Bahçeli Süreçten Rahatsız”
Özer, CHP’ye yönelik operasyonların Cumhur İttifakı içinde de gerilime neden olduğunu ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu durumdan rahatsızlık duyduğunu öne sürdü.
“Bahçeli, CHP’ye ve belediyelerine karşı yürütülen siyasi operasyonların barış sürecine zarar verdiğinin farkında ve buna kendi çapında ittifakı bozmayacak ölçüde itiraz ediyor. Bahçeli barış sürecinin nihayete erdirilmesinde daha istekli, daha samimi ve kararlı davranırken AKP ve sayın Erdoğan işi yavaştan aldılar.”
Özer, haksız tutukluluğunun barış süreci geliştikçe bir bumerang etkisi yarattığını ve bu davanın halkın vicdanında en başından mahkum olduğunu da sözlerine ekledi.