Özgürlük ve Demokrasiye Adanmış Bir Ömür: Altan Öymen
Siyasetçi ve gazeteci Altan Öymen, çocukluk yıllarından sonra neredeyse tüm yaşamını özgürlük, demokrasi ve halkı doğru haberle aydınlatma misyonuna adadı. Son anlarına kadar kalemini bırakmayan Öymen, ülke gündeminden hiçbir zaman kopmadı.
Kendisiyle 1977 genel seçimleri sonrasında tanıştım. O günden bu yana dostluğumuz bir abi-kardeş ilişkisi içinde artarak devam etti. Onun engin bilgisinden, bilgece tavırlarından ve uzlaşmacı, barışçıl tutumundan her zaman çok şey öğrendim. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) genel başkanı olduğu dönemde, merkez yürütme kurulunda (MYK) birlikte çalışırken sorunları ele alışına ve çözüm üretme biçimine yakından tanıklık ettim.
Liderliğinden Unutulmaz Anılar
1999 genel seçimlerinde CHP, yüzde 10’luk seçim barajının altında kalmıştı. Altan Öymen, bu zorlu sürecin ardından yapılan yarışmalı kurultayda az bir oy farkıyla genel başkanlığa seçildi. Göreve geldikten sonra partideki gruplar arasında hiçbir ayrım gözetmedi. Farklı bir genel başkan adayını desteklemiş olmama rağmen beni MYK’ye alarak parti içi eğitim sorumluluğunu tevdi etti. Dostu, rahmetli Tarhan Erdem’i ise genel sekreter olarak seçtik. Altan Öymen’in liderliğinde, üyelerin yeniden yazımı, yeni tüzük hazırlığı ve halkla birlikte çözüm üretme gibi 27 temel konu başlığı belirlendi ve bu alanlarda örgütle birlikte son derece verimli çalışmalar yürütüldü.
18 Nisan 1999 yerel seçimlerinde kazanılan Bilecik seçimlerinin iptal edilmesi üzerine, yeni yönetim ilk sınavını verecekti. Altan Öymen, gruplar arası birliği ve dayanışmayı göstermek adına yanına Murat Karayalçın’ı, Hasan Fehmi Güneş’i ve Ertuğrul Günay’ı alarak Bilecik’e gitti. Bu sıkı çalışma neticesinde Yaşar Tüzün ile seçimleri kazandık ve bu zafer, parti için büyük bir moral kaynağı oldu.
Eğitime ve Parti Tarihine Verdiği Önem
2000 yılında, Köy Enstitülerinin 60. kuruluş yıldönümünü onun genel başkanlığı döneminde kapsamlı bir etkinlikle kutladık. Ankara’daki Ahmet Taner Kışlalı Salonu‘nda Türkiye’nin dört bir yanından gelen Köy Enstitülüleri bir araya getirdik. “Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Şenliği” başlığıyla sergiler açıldı, zengin bir program uygulandı ve “Dünyaya Örnek Köy Enstitüleri” isimli bir kitap yayımlandı.
Eğitimci bir aileden gelen Altan Öymen, karşısındakini sabırla dinler ve kendi görüşlerini nazik bir dille ifade ederdi. Onun sorun çözme yeteneğine dair unutamadığım bir anısı vardır. Parti içi eğitimde kullanmak üzere tarihçi Şerafettin Turan’a yazdırdığımız kısa CHP tarihi kitapçığı, onun yokluğunda Cevdet Selvi başkanlığındaki MYK’de reddedilmişti. Durumu üzüntüyle kendisine aktardığımda, “Kökeni Ulusal Direnişe Dayanan Bir Devrim Partisi Cumhuriyet Halk Partisi” adlı kitapçığı yeniden MYK gündemine taşıdı. Önce Şerafettin Turan’ı, ardından kitabın önemini anlattı ve konunun tam anlaşılamadığını belirterek arkadaşlarını ikna etti. Böylece kitabın parti içi eğitimde okutulması kararı alındı.
Yıllar sonra 22. dönemde, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan CHP’nin kökenine yönelik ithamlarda bulununca, bu kitabı başta kendisi olmak üzere tüm AKP yöneticilerine, “Bizim kökenimiz bu, sizinki nedir?” notuyla gönderdim. Dengir Mir Mehmet Fırat dışında kimseden bir yanıt gelmedi.
Demokrasiye ve Partisine Sadakati
Olumlu çalışmalar hızla sürerken, parti meclisindeki gruplar birleşerek eski delegelerle olağanüstü kurultaya gitme kararı aldı. Altan Öymen, tüzüğün ve demokrasinin gereği olarak bu karara direnmeyerek kurultaya gitti. Seçimi kaybedince genel başkanlığı devretti ancak partisi için çalışmaya devam etti.
Altan Öymen, deyim yerindeyse yoğurdu üfleyerek yerdi. Bir konu hakkında konuşmadan veya yazmadan önce derinlemesine inceler, karşılaştırmalar yapar ve ancak ondan sonra görüşlerini paylaşırdı. Yakın tarihi aydınlatan değerli anılarını kaleme aldı ve gazeteciliği sürdürdü. Bazı arkadaşları partiden ayrılırken o, bu yolu hiç düşünmedi ve her zaman örnek bir CHP’li olarak kaldı.
Işıklar içinde yatsın. Onu hep özleyeceğiz.
MUSTAFA GAZALCI
16. VE 22. DÖNEM DENİZLİ MV., EĞİTİMCİ