İktidarın Çelişkili Politikaları: Siyasetteki Yeni Gerilim ve Muhalefetin Rolü

Siyasi İktidarın Stratejik Çıkmazı ve Kafa Karışıklığı

Siyasi iktidar, son dönemde benimsediği politikalarla kendi tabanı başta olmak üzere tüm seçmen kitlesinde bir kafa karışıklığına neden oluyor. İktidar bloku, kendi yarattığı zikzaklar ve aşılamaz görünen açmazlar arasında adeta savruluyor. Bu durum, politik anlamda tam bir tükenmişliğin göstergesi olarak yorumlanabilir.

Artık anlatacak bir hikayesi kalmayan ve yeni bir öykü yazma gücünü yitiren iktidar, mevcut enerjisini tamamen karşıtlarına yöneltmiş durumda. Ana stratejisi, muhalefeti sürekli olarak baskı altında tutmak, itibarını zedelemek ve mümkünse parçalayarak etkisiz hale getirmektir. Bu hedefin doğal bir sonucu olarak ülke siyaseti kaotik bir ortama sürüklenmektedir.

İktidarın Yeni Hedefi: CHP ve Belediyeler

Bu bağlamda, iktidarın ana hedefi olarak öne çıkanlar, kendisinin en güçlü alternatifi ve ülkenin mevcut birinci partisi konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve CHP’li belediyelerdir. Son yerel seçimlerde ülkenin en büyük ve önemli kentlerini kazanarak birinci parti konumuna yükselen CHP, artık iktidar için birincil hedef haline gelmiştir.

İktidar blokunun, düne kadar ‘terörist’ olarak tanımladığı kesimlerle diyalog kurarken, ülkenin kurucu partisine karşı adeta bir savaş ilan etmesi ne anlama gelmektedir? Bu çelişkili durum, iktidar çevrelerinin geçmişten bugüne savunduğu siyasi stratejileri ve söylemleri geçersiz kılıyor. Bu da seçmen gözünde iktidara ve politikalarına yönelik ciddi bir güvensizlik yaratıyor.

Kutuplaştırma Siyaseti ve Değişen Düşman Tanımı

İktidar, varlığını sürdürmek için bugüne dek siyasi atmosferi germe, toplumu kutuplaştırma ve kendine siyasi düşmanlar yaratma yöntemini benimsedi. Siyasi gerilim ve kutuplaşmadan beslendiğini farklı zamanlarda açıkça ifade etmekten çekinmedi.

Yakın zamana kadar ‘terörist’ olarak nitelenen gruplar iktidarın baş düşmanıydı. Son genel seçimlerde ana muhalefet ve cumhurbaşkanı adayı, bu gruplarla işbirliği yapmakla suçlanmıştı. Hatta yerel seçimlerde bu gerekçeyle bazı muhalif belediye başkanları ve meclis üyeleri tutuklanmıştı. Ancak bugün gelinen nokta, iktidarı tüm bu konularda büyük bir açmaza sokmaktadır.

Özgür Özel’in ‘3T’ Formülü ve Muhalefetin Duruşu

Mevcut sürecin yakın dönem siyasi hedeflerini, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “3T” formülüyle özetliyor. Bu formülün temel bileşenleri şunlardır:

  • Terörsüz ve demokratik bir Türkiye
  • Tutuksuz yargılama ilkesinin hakim kılınması
  • TRT’den canlı yayın hakkı

Şu an için yayın konusunda belirli bir ilerleme kaydedilmiş gibi görünse de, objektif yayıncılığın sağlanması için son derece dikkatli olunması gerekmektedir. CHP, iktidarın çelişkili politikalarını ve hamlelerini başarılı bir şekilde püskürterek etkili bir muhalefet sergilemektedir. Bu siyasal ve toplumsal mücadele, hem Türkiye’deki siyaset bilimciler hem de uluslararası gözlemciler için dikkatle izlenmesi gereken bir örnek teşkil etmektedir.

Gündem Değiştirme Çabaları: Ümmet ve Yurttaşlık Tartışmaları

Son günlerde yaşanan bir diğer kavram karmaşası ise “ümmet” yaklaşımıyla etnik ve dinsel temelli siyasetin yeniden gündeme getirilmesidir. Bu tür yapay tartışmalarla gündem meşgul edilerek, halkın temel ve yakıcı sorunlarının unutturulması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda, Cumhuriyetin temel değerleri ve yurttaşlık bilinci sorgulamaya açılarak “yeni Osmanlıcılık” hayallerinin canlandırılması hedeflenmektedir.

Oysa halk, siyasetten kendi yaşamsal sorunlarına çözüm bulmasını beklemektedir. Muhalefetin de tümüyle halkın güncel ve acil sorunlarına odaklanması, siyasetini ekonomik ve sosyal zemin üzerine kurması gerekmektedir.

Muhalefet Bloğunda DEM Parti’nin Kritik Rolü

Halkın çoğunluğunun desteğini yeniden kazanamayacağını gören iktidar, geleceğini muhalefetin bölünmesine ve zayıflamasına bağlamış durumdadır. Olası bir dağınıklıktan yeni ittifaklar kurma peşindedir. Bu noktada, ‘muhalefetin yumuşak karnı’ olarak gördüğü DEM Parti‘yi hedef aldığı anlaşılmaktadır. Terörün bitirilmesi süreci bahanesiyle DEM Parti’nin iktidar blokuna dahil edilmesi hedeflenmektedir.

Ancak unutulmamalıdır ki, DEM bir muhalefet partisidir ve seçmeni ona muhalif kimliği için oy vermiştir. DEM, küresel oyunların bir parçası veya iktidarın yedeği olmamalıdır. Muhalefet, en geniş birlikteliği sağlayarak iktidarı kendi yarattığı açmazlarla baş başa bırakmalıdır.


CHP’nin önceki genel başkanlarından ve gazetemizin yazarlarından, değerli meslek büyüğümüz Altan Öymen’i üzüntüyle sonsuzluğa uğurluyoruz. Ailesinin, dostlarının, sevenlerinin ve hepimizin başı sağ olsun.