Geleneksel Giriş Seviyesi İşler Tarih Oluyor
Bir zamanlar yeni mezunların kariyer basamaklarını tırmanmaya başladığı veri girişi, raporlama ve toplantı planlama gibi rutin görevler, artık yapay zeka tarafından çok daha hızlı ve verimli bir şekilde yerine getiriliyor. Bu durum, iş dünyasına yeni adım atacaklar için hem fırsatları hem de zorlukları beraberinde getiriyor.
LinkedIn tarafından paylaşılan verilere göre, giriş seviyesi pozisyonlara yapılan başvurularda son dönemde %14’lük bir artış gözlemleniyor. Bu artışın temel nedeni, açılan pozisyon sayısının azalması ve dolayısıyla rekabetin giderek sertleşmesi.
İş Tanımları Değişiyor: Aranan Nitelik Yapay Zeka Okuryazarlığı
Asıl mesele yalnızca işlerin azalması değil, aynı zamanda iş tanımlarının kökten değişmesidir. Phys.org’un raporuna göre, işverenler artık adaylarda AI (Yapay Zeka) becerilerini en kritik özelliklerden biri olarak görüyor. Bu beklenti, sadece profesyonel ve kıdemli adayları değil, giriş seviyesindeki rolleri de doğrudan etkiliyor. Temel görevlerin yanı sıra, yapay zeka okuryazarlığına sahip olmak, adayları bir adım öne taşıyor.
Rakamlarla Yapay Zeka Gerçeği
İşverenlerin bu konudaki tutumu oldukça net. Yapılan araştırmalar, çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor:
- Yöneticilerin üçte ikisi, yapay zeka becerisi olmayan adayları işe almayı düşünmüyor.
- İşverenlerin %71’i, daha az deneyime sahip ancak yapay zekayı etkin kullanabilen bir adayı, bu teknolojiye hakim olmayan kıdemli bir adaya tercih edeceğini belirtiyor.
Çalışanlar da Rekabet İçin Yapay Zekayı Şart Görüyor
Bu değişim sadece işveren tarafında değil, çalışanlar arasında da farkındalık yaratmış durumda. Profesyonellerin %76’sı, kariyerlerinde rekabetçi kalabilmek için yapay zeka okuryazarlığının zorunlu olduğuna inanıyor. Özellikle Z kuşağının %85’i, ChatGPT veya Copilot gibi üretken yapay zeka araçlarını şimdiden iş hayatlarının bir parçası haline getirmiş durumda.
Sonuç olarak, yapay zeka okuryazarlığı artık CV’ye eklenecek bir