Almanya’dan İsrail’e Beklenmedik Gazze Çağrısı
İsrail’e verdiği koşulsuz destekle tanınan Almanya, Tel Aviv yönetimine yönelik dikkat çekici bir çağrıda bulunarak uluslararası gündemde yerini aldı. Alman siyasetçi Friedrich Merz, İsrail’in Gazze’ye yönelik yoğun askeri müdahalelerini ve bombardımanlarını durdurması gerektiğini belirterek, insani yardımın bölge halkına ulaştırılmasının önemini vurguladı.
Merz ve Fiala Görüşmesi Sonrası Ortak Açıklama
Çekya Başbakanı Petr Fiala ile Berlin’de gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Merz, Gazze’deki insani krize dikkat çekti. Merz,
“Özellikle insani yardımın halka ulaşmasına izin vermek için gerçekten güçlü bir şekilde çağrıda bulunmak istiyorum.”
diyerek İsrail hükümetine seslendi. Bu açıklama, Merz’in daha önce İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını “Bu İsrail’in hepimiz adına yaptığı kirli bir iş” sözleriyle desteklemesi nedeniyle önemli bir politika değişikliği sinyali olarak yorumlandı.
AB’nin Gazze Açıklaması ve Almanya’nın Tutumu
Toplantı sırasında yöneltilen “Neden AB üyesi 28 ülkenin Gazze açıklamasına katılmadınız?” sorusuna yanıt veren Merz, söz konusu açıklamanın içeriğinin AB Konseyi’nin daha önceki ortak metniyle neredeyse aynı olduğunu ifade etti. Almanya’da Gazze’deki koşulların kabul edilemez olduğunu ilk dile getirenlerden biri olduğunu savunan Merz, bu konuda hükümet içinde tam bir fikir birliği olduğunu belirtti.
“Bombardımana Derhal Son Verilmeli”
Merz, çağrısını yineleyerek, “İsrail hükümetine, Gazze Şeridi’ne yönelik bu yoğun bombardımanlara derhal son vermesi ve insani yardıma izin vermesi çağrısı, Berlin’deki koalisyonun ortak politikasıdır” dedi. Bu tutumun birkaç hafta önce Brüksel’deki AB Konseyi’nde de bizzat kendisinin katılımıyla şekillendiğini ekledi.
Çekya’dan Dengeli Politika Vurgusu
Çekya Başbakanı Fiala da ülkesinin İsrail’i desteklediğini ancak AB içinde alınan kararların her zaman dengeli olmasına özen gösterdiklerini söyledi. Fiala, bir yandan Hamas gibi örgütlerle Gazze’de onurlu bir yaşamın mümkün olmadığını savunurken, diğer yandan İsrail üzerinde “uluslararası kuralları dikkate alması ve insani durumu yansıtması için” baskı kurulmasının gerekliliğini ifade etti.