CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın “AB üyeliği noktasında bariyerleri kaldırın” şeklindeki sözlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“AB Üyeliğindeki Bariyerlerin Nedeni Nedir?”
Tanrıkulu, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecindeki engellerin temel nedenlerini sorgulayarak, mevcut durumun bir özeleştirisini yaptı. Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de, Avrupa Birliği’ne üye bütün hükümetlerin yerine getirdiği, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve insan hakları konusunda her şey güllük gülistanlık olduğu halde mi Türkiye’ye tam üyelik noktasında engeller çıkarılıyor?”
Sürecin geçmişine de değinen Tanrıkulu, “1999 yılında Helsinki Zirvesi ile ilgili süreç başladı ve 2004’te de tam üyelik müzakeresinin yolu açıldı; Adalet ve Kalkınma Partisi iktidardaydı. 2002’den itibaren de gerçekten Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi, CHP ile de işbirliği yaparak, o dönem birçok yasal düzenlemeyi parlamentodan geçirdi. O nedenle 2004’te tam üyelik müzakerelerinin yolu açıldı. Peki sonra ne oldu? Aradan 21 yıl geçti ve AK Parti kesintisiz iktidarda. Tam üyelik için gereken 35 fasıldan birçoğu görüşmelere kapatıldı.” dedi.
Kopenhag Kriterleri Yerine ‘Ankara Kriterleri’
Tanrıkulu, bazı fasılların siyasi nedenlerle kapatıldığını kabul etmekle birlikte, asıl sorunun Türkiye’nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi olduğunu vurguladı.
“Ancak asıl neden Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirmemesidir. Onun yerine ‘Ankara Kriterleri’ dendi. Peki ne oldu? Türkiye’de hukukun üstünlüğü kalmadı, yargı bağımsızlığı yok, insan haklarına saygı yok.”
“Çözüm İçin Adalet ve Hukuka Dönülmeli”
En ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığını belirten Tanrıkulu, hükümetin AB üyeliği konusundaki samimiyetini sorguladı ve şu kritik soruları yöneltti:
- “Madem AB’ye tam üyelik hedefiniz var, neden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını yerine getirmiyorsunuz?”
- “Osman Kavala neden içeride? Selahattin Demirtaş, AİHM’in dört kararına rağmen neden hala içeride?”
- “Can Atalay, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen neden içeride?”
- “İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanlığına ilişkin böyle hukuka aykırı operasyonlar neden yapılıyor?”
- “Neden kayyum rejimleri var? Tüm bunların AB üyelik müzakeresiyle hiç mi ilgisi yok?”
Tanrıkulu, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Fasılların açılmamasının ve 2018’den bu yana ilerleme kaydedilememesinin nedeni, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının hukuka, adalete ve insan haklarına bakışıdır. Seçilmiş belediye başkanlarının yerinden alınması, yerlerine kayyum atanması, ağır işkence ve kötü muamele, öngörülemeyen hukuk düzeni… Yasal mevzuattan önce bunların düzelmesi, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hukuka ve adalete dönmesi lazım. Bunlar olmadan Avrupa Birliği konusunda da bir ilerleme kaydedemeyiz.”