Suriye’nin Kritik Kavşağı: Ahmed El Şara’nın Liderliği Neden Risk Altında?

Suriye’de Sular Durulmuyor: Süveyda’da Ateşkes Çabaları Sonuçsuz Kaldı

Suriye’de geçici Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara tarafından ilan edilen “acil ateşkes” kararı, ülkenin güneyindeki Süveyda kentinde tansiyonu düşürmeye yetmedi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin verilerine göre, Bedevi-Dürzi çatışmalarının şiddetlendiği bölgede bir hafta içinde yaklaşık 1000 kişi hayatını kaybetti. Bu durum, Suriye’nin neden istikrara kavuşamadığı sorusunu yeniden gündeme getirdi.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da Konrad Adenauer Stiftung Derneği tarafından düzenlenen bir toplantıda, Suriye’deki son durum masaya yatırıldı. Chattam House kuralları çerçevesinde gerçekleşen buluşmada, sahadaki gazetecilerin aktardığı bilgiler ışığında ülkedeki temel sorunlar analiz edildi.

Ekonomik Kriz ve Finansman İhtiyacı

Suriye’nin karşı karşıya olduğu en büyük zorlukların başında sadece iç çatışmalar değil, aynı zamanda derin bir ekonomik kriz geliyor. Yıllardır süren savaş nedeniyle altyapısı çöken ülkede ciddi bir enerji problemi yaşanıyor. Başkent Şam, artan maliyetler nedeniyle dünyanın en pahalı şehirleri arasında yer alıyor. Ülkenin yeniden imarı ve devlet memurlarının maaşlarının ödenebilmesi için acil ve büyük miktarda mali desteğe ihtiyaç duyuluyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde Suriye’ye yönelik ambargonun kaldırılması, ülkenin geleceği için bir umut olmuştu. Cihatçı bir geçmişe sahip olmasına rağmen pragmatik bir lider olarak tanınan Ahmed El Şara, iktidarını sürdürebilmek için ABD’nin desteğinin kritik olduğunun farkında.

Bölgesel Dengeler ve Şara’nın Riskli Konumu

Ahmed El Şara, İsrail’in Şam’a ve Suriye Genelkurmay Başkanlığı’na yönelik saldırılarından önce bölgesel barış adına önemli bir adım atmaya hazırlanıyordu. İsrail istihbarat şefi Tzachi Hanegbi‘nin, İsrail parlamentosunda Suriye’deki HTŞ (Heyet Tahrir eş-Şam) yönetimiyle doğrudan temas halinde olduklarını açıklaması bu beklentiyi güçlendirmişti.

Bu gelişmenin ardından ABD’den gelen “Yakında İbrahim Anlaşmaları ile ilgili büyük bir duyuru yapacağız” açıklaması, Suriye’nin İsrail ile normalleşme sürecinin bir sonraki adayı olabileceği yorumlarına neden olmuştu. Ancak Süveyda’da patlak veren iç çatışmalar ve İsrail’in “Dürzileri koruma” bahanesiyle Suriye’ye saldırması, bu planların askıya alınmasına yol açtı.

İç Tehditler: Radikal Gruplar ve IŞİD’in Dönüşü

Şara, kendisini iktidara taşıyan silahlı Selefi gruplar ve orduya entegre ettiği HTŞ milisleri üzerinde tam bir kontrol sağlamakta zorlanıyor. HTŞ içindeki radikal unsurların eylemleri, Şara’nın ülkedeki otoritesini ve geleceğini tehlikeye atıyor.

Diğer yandan, 13 yıllık iç savaşın ardından Esad rejiminin devrilmesiyle toparlanmaya çalışan Suriye’de IŞİD terör örgütü yeniden güç kazanıyor. Sahadan gelen bilgilere göre, örgüt üyeleri başta kuzeydoğu olmak üzere ülkenin dört bir yanında serbestçe hareket ediyor. Özellikle Iraklıların da aralarında bulunduğu yabancı IŞİD mensuplarının Şam’a yöneldiği iddia ediliyor. Bu durumun, Şara’nın geçici cumhurbaşkanlığı görevinden uzaklaştırılması için Irak’taki IŞİD’lilerin serbest bırakılarak Suriye’ye gönderildiği söylentilerini de beraberinde getiriyor. Ayrıca, İran destekli militanların özellikle Haseke bölgesindeki varlığı ve etkisi de artarak devam ediyor.

Kuzeydoğudaki Kilit Güç: PYD ve YPG Faktörü

Suriye’nin kuzeydoğusunu ve Afrin’i kontrol eden, ana omurgasını terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD ve YPG‘nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), bölgedeki gücünü koruyor. Mart ayında Şam yönetimi ile SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu için bir anlaşma imzalanmış olsa da, SDG’ye bağlı silahlı unsurların bu anlaşmayı tam olarak benimsemediği belirtiliyor.

Tüm bu iç ve dış dinamikler bir araya geldiğinde, Ahmed El Şara‘nın iktidarda ne kadar kalabileceği belirsizliğini koruyor. Artan çatışmalar ve dış müdahaleler, Suriye’nin kırılgan geleceği üzerindeki en büyük soru işaretini oluşturuyor.