Süveyda’da Kırılgan Ateşkes: Gerilim Sürüyor
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından yapılan açıklamaya göre, günlerce devam eden şiddetli çatışmalar ve kaosun ardından Suriye geçiş hükümeti, 20 Temmuz‘da Bedevi grupların kentten çekildiğini duyurdu. Bu açıklama sonrası bölgedeki çatışmaların durduğu bildirildi.
Ancak bölgede tansiyon yüksekliğini koruyor ve yeni bir çatışma dalgasının başlama ihtimali endişe yaratıyor. Süveyda kentinin dışında konuşlanmış olan Bedevi silahlı grupları, BBC’ye verdikleri demeçte, Dürzilerle yapılan ateşkese sadık kalacaklarını fakat çatışmalara yeniden başlama olasılığını dışlamadıklarını belirttiler.
Topluluklar Arası Endişeler ve Tahliyeler
Dürzi toplumu da Arap aşiretleri ve Bedevilere yönelik endişelerini dile getiriyor. İsrail’deki Dürzi topluluğunun ruhani lideri Şeyh Muvaffak Tarif, ABD Başkanı Donald Trump’a bir mesaj göndererek Süveyda’da yaşayan Dürzilerin korunması için çağrıda bulundu. Tarif, bölgede Dürzilere yönelik bir soykırım yaşandığını iddia etti.
Bu gelişmelerin ortasında, Suriye yönetiminin kırılgan ateşkesin devam ettiği Süveyda’dan Bedevi aileleri tahliye etmeye başladığı bildirildi. Şam yönetiminin yaklaşık 1500 Bedevi’yi otobüslerle bölgeden çıkardığı, bazı ailelerin ise kendi imkanlarıyla kamyonlarla yola çıktığı kaydedildi.
Çatışmalarda Üç Türk Vatandaşının Öldüğü İddiası
Suriye’nin güneyindeki Süveyda kentinde Dürzi ve silahlı gruplar arasında yaşanan çatışmalarda hayatını kaybedenler arasında Türkiye kökenli üç kişinin de bulunduğu iddia edildi. Çatışmaları takip eden yerel kanallarda yer alan bu iddiaya göre, hayatını kaybeden kişilerin Bingöl ve Hakkari nüfusuna kayıtlı oldukları ve “Ebu Mücahid”, “Ammar” ve “Muaz” kod adlarını kullandıkları belirtildi. Suriye iç savaşının başlangıcında bölgeye gittikleri ve İdlib’de yaşadıkları ifade edildi.
ABD’li Temsilciden İsrail’in Suriye Politikasına İlişkin Açıklamalar
Dönemin ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, İsrail’in Suriye’ye yönelik son saldırıları hakkında ABD medyasına önemli değerlendirmelerde bulundu. Barrack, saldırıların zamanlamasını eleştirirken, ülkesinin bu süreçte bir rolü olmadığını vurguladı. “ABD’ye ne soruldu ne de karar sürecine katıldı. İsrail’in kendini savunma olarak gördüğü konularda bizim bir sorumluluğumuz yoktur” dedi.
Saldırının “çok karışık, yeni bir dönem başlattığını” ve “çok yanlış zamanda” yapıldığını belirten Barrack, İsrail’in Suriye’yi güçlü ve merkezi bir devlet olarak görmek istemediğini şu sözlerle ifade etti:
“Güçlü ulus devletler bir tehdittir. Özellikle Arap devletleri, İsrail için bir tehdit olarak görülür. İsrail, Suriye gibi ülkeleri parçalanmış ve bölünmüş şekilde görmeyi tercih eder.”