Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Para Politikası Çalışma Grubu, yayımladığı 21. Para Politikası Değerlendirme Notu’nda Türkiye ekonomisine dair önemli tespitlerde bulundu. Notta, Mayıs 2024’ten bu yana enflasyonda yaşanan düşüşe rağmen, bu eğilimin sürdürülebilirliğinin ve kalıcı düşük enflasyon hedefine ulaşmanın giderek zorlaştığı vurgulandı.
Enflasyondaki Düşüş Eğilimi TCMB Hedefiyle Uyumlu Değil
TEPAV’ın raporuna göre, mevcut enflasyon düşüş trendi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2025 ve 2026 yıl sonu hedefleriyle örtüşmüyor. Ancak bu durum, TCMB’nin politika faizi ile enflasyon tahminleri arasındaki farkın yüksek olduğunu göstererek, Merkez Bankası’na politika faizinde sınırlı bir indirim imkânı tanıyabilir. Değerlendirmede, Türkiye’nin Haziran 2025’teki yüzde 1,37’lik aylık enflasyon oranıyla G20 ülkeleri arasında en yüksek ikinci sırada yer aldığına dikkat çekildi.
“Atılmakta olan siyasi adımların ve uygulanmakta olan ekonomik programın 2026 sonuna kadar Türkiye’yi yüzde 20’nin belirgin biçimde altındaki bir enflasyon düzeyine ulaştırmasının çok zor olduğu” ifade edildi.
Artan Riskler ve Enflasyonla Mücadelede Karşılaşılan Zorluklar
Raporda, istikrar programının başarısı için risk priminin kalıcı olarak düşürülmesinin bir zorunluluk olduğu belirtildi. 19 Mart’tan bu yana artan iç siyasi gerilim, ABD’nin ek gümrük vergileri ve İsrail-İran çatışması gibi faktörlerin risk primini yükselttiği kaydedildi. Süregelen belirsizlikler ve yeni vergi tehditleri, kur ve faizler üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.
Ayrıca, sıkça değişen enflasyon tahminlerinin beklentileri yönetmeyi zorlaştırdığı ve fiyatlama davranışlarında atalete neden olduğu ifade edildi. Raporda devam eden risk unsurları şöyle sıralandı:
- Kamu fiyatlarındaki yüksek artışlar
- Bütçe açığı
- Ekonomi programına yönelik eleştiriler
- Çin kaynaklı rekabetin ihracatçılar üzerindeki baskısı
Yapısal Reform Çağrısı: Hukukun Üstünlüğü Acil Öncelik
TEPAV, iç ve dış belirsizliklerin arttığı bu dönemde kontrol edilebilir risklerin azaltılmasının kritik olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, adil ve hızlı işleyen bir yargı sistemiyle hukukun üstünlüğünün sağlanmasının acil bir öncelik olduğu belirtildi. Türkiye’nin yeni bir kalkınma stratejisine ihtiyaç duyduğu ve yapısal tedbirlerle desteklenecek bir programın enflasyonla mücadeleyi kolaylaştıracağı ifade edildi. Atılması gereken adımlar arasında vergi reformu, kayıt dışı ekonomiyle mücadele ve kamu harcamalarının verimliliğinin artırılması yer alıyor.
TEPAV’dan Somut Politika Önerisi: Haftalık Repo Faizi Yüzde 43’e Çekilmeli
TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu, tüm bu değerlendirmeler ışığında somut bir öneride bulundu. Grup, politika faizi olan haftalık repo faizinin yüzde 43’e düşürülmesini tavsiye etti. Para politikasının esnekliğini korumak amacıyla Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faizi ile repo faizi arasındaki marjı koruması ve gecelik borç verme faizini yüzde 46 olarak belirlemesi önerildi. Raporda, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi için bu adımların yanı sıra kapsamlı bir yapısal reform programının hızla hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.