Ukrayna Sonrası Yeni Gerilim Hattı: Moldova’da Rusya-Batı Çatışması Tırmanıyor

Ukrayna Savaşı’nın Yankıları: Yeni Çatışma Alanları

Ukrayna’daki savaş, bir yanıyla Rusya’nın bir ülkeyi istilası olsa da, diğer yanıyla Rusya ile Batı arasında devam eden bir çatışmadır. Bu durum artık hem Batılı yetkililer hem de Ukraynalı uzmanlar tarafından açıkça ifade edilmektedir. Ukrayna, bu büyük mücadelenin en kanlı sahnesi olmakla birlikte tek alanı değildir. Rusya’nın Ukrayna’da yaşadığı güç kaybı, diğer bölgelerdeki etkinliğini zayıflatmakta ve Batı’nın bu alanlarda nüfuzunu artırmasına zemin hazırlamaktadır.

Bu duruma en güncel örneklerden biri Güney Kafkasya‘dır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev‘in Ukraynalı gazeteci Dmitro Gordon’a verdiği demeçte, “Biz, Azerbaycan olarak topraklarımızın işgalini hiçbir zaman kabullenmedik ve günü gelince geri aldık. Siz de kendi ülkenizin topraklarının işgalini kabullenmeyin” ifadeleriyle Ukrayna’ya mücadele çağrısı yapması, Azerbaycan’ın Rusya politikasında önemli bir değişimin sinyalini vermektedir. Bu gelişme, Rusya’nın zayıflaması ve Batı’nın bölgedeki etkisinin artmasından bağımsız düşünülemez.

Moldova: Rusya ve Batı Arasındaki Yeni Nüfuz Sahası

Moldova, pek çok açıdan Ukrayna ile benzerlikler taşımaktadır. Rusya’nın batısında yer alan bu eski Sovyet ülkesi, henüz Batılı kurumlara entegre olmamış ve bu nedenle Rusya ile Batı’nın nüfuz mücadelesine sahne olmaya devam etmektedir. Tıpkı bir zamanların Ukraynası gibi, Moldova’da da Rusya yanlıları ile Batı yanlıları arasında hassas bir denge bulunmaktadır.

Ancak önemli bir fark mevcuttur: Ukraynalıların Slav kökenli olmasına karşın, Moldovalılar Rumenlerle aynı kökten gelmektedir. Bu durum, bölgedeki istikrarsızlığın sadece Rusya’nın değil, aynı zamanda Rumen milliyetçilerinin de ilgisini çekmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, Moldova’daki iç siyasi gelişmeler, Rusya ve Batı’nın müdahalelerinden ayrı düşünülemez.

Sandu Yönetimine Batı Desteği ve İç Gerilimler

Beş yıl önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerini Batı yanlısı aday Maia Sandu‘nun kazanmasının ardından, Sandu yönetimi Batı’nın güçlü desteğiyle devlet kontrolünü ele geçirmiştir. Bu süreçte, ülkenin güneyindeki özerk bölgede yaşayan ve Rusya’ya yakınlığıyla bilinen Gagavuz Türklerine yönelik baskılar artmıştır. Özerk bölgenin başkanı Yevgeniya Gutsol tutuklanmış ve ev hapsi süresi sürekli uzatılmıştır. Ülke nüfusunun yalnızca %30’unu oluşturan Gagavuzlara yönelik bu adımların sadece güvenlik kaygılarından kaynaklandığını söylemek zordur.

Seçimler, Yaptırımlar ve Belirsiz Gelecek

Moldova’da geçen sonbaharda yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yine Maia Sandu kazanmış olsa da, bu zaferin büyük ölçüde yurt dışında yaşayan Moldovalıların oylarıyla geldiği dikkat çekicidir. Ülke içinde yaşayan seçmenlerin çoğunluğu ise Rusya’ya yakın adayı desteklemiştir. Bu sonuç, Rusya’nın Transdinyester’i işgaline ve Moldova siyasetine müdahale çabalarına rağmen, Rusya yanlılığının toplumda kitlesel bir tabanı olduğunu göstermektedir.

Asıl gücün parlamentoda olduğu Moldova’da, Rusya dikkatini 28 Eylül’de yapılacak parlamento seçimlerine odaklamıştır. Rusya’ya yakın siyasi gruplar, “Zafer Bloku” adı altında birleşmiştir. Ancak Avrupa Birliği, bu bloka ve Rusya’ya yakın diğer bazı oluşumlara Moldova’da istikrarı bozdukları gerekçesiyle yaptırım kararı almıştır.

İlginçtir ki, gerek Ukrayna’da gerekse Moldova’da Batı yanlısı kesimlerin eylemleri ABD ve AB tarafından meşru görülüp desteklenirken, Rusya’ya yakın kesimlerin faaliyetleri (Rusya saldırısından önce dahi) “istikrarı bozma faaliyeti” olarak nitelendirilmekte ve bu kesimlere yönelik baskılar meşru kabul edilmektedir.

Avrupa Birliği’nin, Moldova’nın iç siyasetini şekillendirme ve yönetime Rusya yanlısı muhalefeti kontrol altına alma konusunda yardımcı olma çabalarının arttığı görülmektedir. Bu gelişmeler, önümüzdeki aylarda Moldova’nın da ciddi çalkantılara sahne olacağını göstermektedir.