Güney Kafkasya’da Savaş Sonrası Yeni Dengeler
Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Hasan Oktay, Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki son gelişmeleri ve bu durumun Zengezur Koridoru’na olan etkilerini AA Analiz için değerlendirdi. 44 günlük savaşın ardından imzalanan 10 Kasım Ateşkes Anlaşması ile Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını geri kazandı. Ancak Rusya, bölgedeki varlığını sürdürmek amacıyla anlaşmaya Laçin Koridoru maddesini ekletti. Moskova’nın hedefi, Karabağ üzerinden Güney Kafkasya politikalarını yönlendirmek ve Laçin Koridoru aracılığıyla bölgenin iaşe ve ikmalini sağlamaktı.
Anlaşmanın dokuzuncu maddesi, Sovyet dönemindeki iletişim hatlarının açılmasını öngörüyordu. Bu madde, Türkiye ve Azerbaycan tarafından Zengezur Koridoru’nun açılması beklentisini doğurdu. Zamanla Azerbaycan, kendi topraklarında kontrolü dışında olan Laçin Koridoru’na karşı çıkmaya başladı. Sivil toplum kuruluşları, çevre sorunlarını gerekçe göstererek koridoru kapattı ve sonunda koridor tamamen Azerbaycan’ın kontrolüne geçti.
Rusya’nın Strateji Değişikliği ve Karabağ Harekatı
Rus Barış Gücü’nün bölgedeki varlığı, ateşkes ihlallerinin sürmesine bağlıydı. Bir ihlal sonrası Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Karabağ sorununun Azerbaycan ile Rusya arasında olduğunu belirtti. Bu açıklamanın ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Karabağ’da strateji değişmiştir” diyerek Azerbaycan’ın askeri harekatına yeşil ışık yaktı. Azerbaycan, bu harekatla Karabağ’daki de facto yönetimi dağıttı ve bölgedeki Ermeniler Ermenistan’a yönlendirildi. Paşinyan’a karşı beklenen darbe girişimi de, öncekiler gibi başarısız oldu.
Barış Anlaşması ve Koridor Tartışmaları
Bu gelişmelerin ardından Ermenistan, ön koşulsuz bir barış anlaşması imzalanmasını teklif etti ve Türkiye de bu görüşü destekledi. Ankara, kalıcı istikrar için bunun şart olduğunu vurgulamaktadır. Ermenistan, toprak bütünlüğü ilkesi çerçevesinde bir anlaşma istiyor ve kendi kontrolü dışında bir koridora izin vermeyeceğini belirtiyor. Azerbaycan ise Nahçıvan’a engelsiz bir geçiş koridoru talebini sürdürüyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu talebi, “Bizim Azerbaycan’dan Azerbaycan’a (Nahçıvan) engelsiz ve güvenli geçiş hakkımız sağlanmalıdır. Bu, Azerbaycan’ın bir kısmından diğer kısmına geçiş şeklinde olmalıdır. Bizim yüklerimiz ve vatandaşlarımız, Ermeni sınır muhafızlarının yüzünü görmemeli. Bu, adil bir taleptir.” sözleriyle ifade etti.
Azerbaycan, barış için Ermenistan Anayasası’nın değiştirilmesini, Zengezur Koridoru’nun açılmasını ve AGİT Minsk Grubu’nun lağvedilmesini istiyor.
Zengezur Koridoru’nun Jeopolitik Önemi
Eski ABD Başkanı Donald Trump‘ın, Zengezur Koridoru’nun özel bir Amerikan şirketi tarafından işletilmesi önerisi, dikkatleri yeniden bölgeye çekti. Rusya, Ukrayna Savaşı’nın yanı sıra yeni bir Güney Kafkasya kriziyle karşılaşmaktan endişe duyuyor. Ermenistan, kontrolü dışında bir koridora karşı çıkarken, Rusya’nın bu durumu engellemek için bölgedeki dinamikleri harekete geçirebileceği ve Paşinyan’a yönelik yeni bir darbe girişiminde bulunabileceği değerlendiriliyor.
Türkiye’nin Rolü ve Üçlü Barışın Gerekliliği
Türkiye, resmi söylemde Zengezur Koridoru’nu desteklese de, öncelikli olarak ön koşulsuz bir üçlü barış anlaşmasının imzalanmasını önemsiyor. Ankara, 10 Kasım Anlaşması ile işgalin sona ermesiyle sınır kapılarını açma gerekçesinin ortadan kalktığını, ancak bunu bölgede kalıcı barışı tesis edecek üçlü bir anlaşmayla yapmak istediğini belirtiyor.
Paşinyan’ın İstanbul ziyareti, üçlü barış için önemli bir fırsattı. Ancak bu fırsatın değerlendirilememesi, Trump’ın açıklamasıyla ABD’yi bölgede yeni bir aktör olarak sahneye çıkardı. Ermenistan’da bir yıl sonra yapılacak seçimler kritik önem taşıyor. Eğer bu süre içinde barış sağlanamazsa, Paşinyan’ın seçimleri kaybetmesi ve yerine rövanşist bir yönetimin gelmesi, yeni bir çatışma riskini doğurabilir. Batı, bu durumu Rusya’yı sıkıştırmak için yeni bir koz olarak kullanabilir.
Sonuç olarak, bölgede kalıcı barışın sağlanması ve Azerbaycan’ın Nahçıvan beklentilerinin karşılanması için Trump’ın teklifi yerine, ön koşulsuz bir üçlü barış anlaşmasının hızla imzalanması gerekmektedir. Ermenistan seçimleri öncesinde bu anlaşmanın tesisi, Güney Kafkasya’nın geleceği için hayati bir adımdır.
[Prof. Dr. Hasan Oktay, Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanıdır.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.