Hablemitoğlu Suikastı Davasında Kritik Aşama: Savcılık Mütalaası ve Tüm Detaylar

Hablemitoğlu Suikastı Davasında Sona Doğru: İşte Mütalaanın Detayları

Ankara’da 2002 yılında evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu davasında, yıllar süren soruşturmanın ardından mütalaa aşamasına gelindi. Kamuoyunun yakından takip ettiği dava, birçok karanlık noktayı aydınlatma potansiyeli taşıyor.

Suikast Günü ve İlk Bulgular

Tarihler 18 Aralık 2002‘yi gösterdiğinde, akademisyen Necip Hablemitoğlu, Ankara’nın Çankaya ilçesindeki evinin önünde suikasta kurban gitti. Güvenlik kamerası kayıtları ve market fişleri gibi deliller, Hablemitoğlu’nun saat 20.05 sularında evine vardığını ortaya koydu. Olay, Türkiye gündemine bir ‘suikast’ olarak damgasını vurdu.

Hablemitoğlu’nun naaşı, 21 Aralık 2002’de Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedildi. Cinayetin hemen ardından başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul’da “para karşılığı cinayet işlediğini” öne süren bir şüphelinin ifadesi alınsa da somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Tehditler ve Araştırmalarının Gölgesi

Hablemitoğlu’nun ölümünden önceki dönemde yürüttüğü çalışmalar, soruşturmanın seyrini etkileyen önemli bir unsur oldu. Özellikle Alman vakıfları üzerine yaptığı araştırmalar dikkat çekiyordu. Akademisyen, bu vakıfların Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin şu iddiaları dile getiriyordu:

  • Etnik ayrılıkları körükleme çabaları
  • Altın madenciliği faaliyetlerine yönelik kamuoyu oluşturma
  • Türkiye’deki iç dinamikleri yönlendirme girişimleri

Ayrıca, suikast öncesinde Hablemitoğlu’nun elektronik posta ve telefon görüşmelerinin izlendiği, bazı önemli çalışma dosyalarının ise kopyalandığı iddiaları da soruşturma dosyasına girdi.

Soruşturmanın Derinleşmesi: Ergenekon ve FETÖ İddiaları

Yıllar içinde soruşturma, farklı örgütlü yapılar etrafında şekillendi. Ergenekon davasında ifade veren tanıklar, Veli Küçük ve Osman Gürbüz gibi isimlerin cinayeti azmettirdiği yönünde iddialarda bulundu. Bu ifadeler, suikastın planlı ve örgütsel bir eylem olduğu tezini güçlendirdi.

2016’da başlayan FETÖ çatı davası ile birlikte Hablemitoğlu cinayeti dosyası yeniden mercek altına alındı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, suikastın FETÖ tarafından organize edildiği iddialarını derinlemesine inceledi. FETÖ’nün emniyet yapılanmasının, Hablemitoğlu’na yönelik tehditleri bilmesine rağmen suikastı engellemediği öne sürüldü.

Dosyanın Yeniden Açılması ve Kritik Tutuklamalar

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2015-2016 döneminde dosyayı yeniden ele alarak FETÖ bağlantılarına odaklandı. Bu süreçte önemli gelişmeler yaşandı:

  • Aralık 2019: Eski Özel Kuvvetler mensubu Nuri Gökhan Bozkır, Ukrayna’da yakalandı.
  • Ocak 2022: Bozkır, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) operasyonuyla Türkiye’ye getirilerek soruşturmaya dahil edildi.
  • 2022–2023: Aralarında eski askerler Levent Göktaş, Fikret Emek ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu‘nun da bulunduğu şüpheliler gözaltına alındı ve haklarında yasal süreç başlatıldı.

Bu isimlerin, suikastın planlama ve icra aşamalarında rol aldığı şüphesi, davanın seyrini tamamen değiştirdi ve mütalaa sürecinin önünü açtı.