Oyuncu Kerem Atik’ten Samimi Açıklamalar: Almanya ve Türkiye’deki Sanat Yolculuğu

Boks Ringlerinden Beyaz Perdeye: Kerem Atik’in Sanat Yolculuğu

Almanya’da yaşayan ve “Die Zukunft ist ein einsamer Ort” filmi ile “Alparslan: Büyük Selçuklu” gibi önemli yapımlarda rol alan başarılı oyuncu Kerem Atik, oyunculuk serüvenini, Türkiye ve Almanya’daki set tecrübelerini ve gelecek hedeflerini Anadolu Ajansı’na anlattı.

Türkiye’de eğitimini tamamladıktan sonra uzun yıllardır Almanya’da yaşayan Atik, oyunculuğa başlama sürecini şu sözlerle ifade etti:

“Oyunculuğu arkadaşlarım ve birçok insan bana yakıştırıyordu. İlk etapta oyuncu olmak hayal olarak kalıyor. Benim hayallerim hep yüksekti. 13 yaşından beri boks yapıyorum ve birçok şampiyonluğum var. Kafamda bir yerlerde uçuşan oyunculuk fikri vardı. Bunun üzerine yoğunlaşayım dedim. Süreç böyle başladı.”

“Gönlüm Her Zaman Türkiye’deydi”

Almanya’da bir oyunculuk okuluna gittiğini belirten Atik, kariyerinin başlangıcını şöyle anlattı: “Bir gün sınıf arkadaşlarımdan biri, ‘Bir sinema filmi çekilecek. Tam sana göre bir rol var’ dedi. İlk etapta pek ciddiye almadım ama başvuru yaptım. Ertesi gün aradılar ve sete çağırdılar. İlk kez sete çıktım.”

Boksör kimliğinin kendisine bir dövüş sahnesinde rol getirdiğini belirten Atik, “Yönetmen çok beğendi. O dövüş sahnesini fragmana koydular. Film Almanya ve İspanya’da vizyona girdi. Bu özgüvenle okula döndüm. İki ay sonra Almanya’nın en büyük market zincirlerinden birinin reklam filminde oynadım,” dedi.

Türkiye’ye olan hasretini ve burada çalışma isteğini vurgulayan oyuncu, şunları ekledi:

“Benim gönlüm her zaman Türkiye’deydi. Kalbim Türkiye için atıyordu. Biz gurbetçiler her zaman Türkiye’ye hasretiz. Bir şeyi yaptığımız zaman ülkemiz için yapmak, ülkemize hizmet etmek istiyoruz. O yüzden bir an önce Türkiye’de bir şeyler yapmak istedim.”

İki Kültür Arasında Zorlu Denge

Kovid-19 salgını dönemini kendini geliştirmek için bir fırsata çevirdiğini belirten Atik, “Bu işi yapacaksam Türkiye’dekilerden daha iyi Türkçe konuşmam gerekiyor diye kafama koydum. Çok inanmıştım. Binicilik kursuna gittim, at binmeyi öğrendim. Türkiye’de oynamak istediğim için yaptım bunu,” ifadelerini kullandı.

Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi dizisi için uykusuz şekilde setlere koştuğunu anlatan Atik, oyunculuğun fedakarlık gerektirdiğini belirtti: “Hedeflerimden biri de Almanya’da yaşayan gençlere rol model olmaya çalışmak. Oyunculuk hiç umdukları gibi toz pembe, kolay değil. Çok büyük fedakarlıklar yapmak gerekiyor.”

Her rolü yeni bir yolculuk olarak gördüğünü söyleyen oyuncu, “Karakterin dünyasını anlamaya, onun gibi düşünmeye çalışıyorum. Set bakımından tabii buradaki işler çok farklı. Hala zorluk çektiğim yerler var. Sanki başka bir dünyaya geliyorsun İstanbul’a geldiğinde. İki kültür arasında dengeyi tutmak, alışabilmek biraz zor,” diye konuştu.

“Sinema da Boks Gibi, Herkesin Bir Tarzı Var”

Türkiye’de ana dilinde oyunculuk yapmanın kendisine daha sıcak geldiğini belirten Atik, gelecek planlarına da değindi: “Bundan sonra Türkiye’de birçok projede yer almayı düşünürüm. Önümüzdeki sezon için bir sinema filmi teklifi geldi. Ailemle fazla vakit geçiremedim ama Türkiye’de bu işe devam etmeyi istiyorum.”

Kendi senaryosunu yazma hedefi olduğunu da açıklayan Atik, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sinema da boks gibi, herkesin bir tarzı var. Herkesten bir şey görürsün ama sen ringe çıktığın zaman kendi stilini oluşturmuş olursun. Oyunculuk hayatımın merkezinde. Arada vakit bulursam boks antrenmanları da yapıyorum ama oyunculuk benim için daha ön planda. Benim mesleğim bu.”