ABD, UNESCO’dan Tekrar Çekiliyor
Amerika Birleşik Devletleri’nin, UNESCO‘dan bir kez daha çekilme kararı aldığı ve bu kararın Aralık 2026 sonunda yürürlüğe gireceği duyuruldu. Bu gelişme, uluslararası ilişkiler ve kültürel mirasın korunması adına önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Çekilme Kararının Gerekçesi Ne?
Yönetimin bu kararı almasındaki temel gerekçe şu şekilde açıklandı:
“UNESCO, ayrıştırıcı toplumsal ve kültürel davaları savunmak için çalışıyor ve önce Amerika dış politikamızla tezat içinde olan uluslararası kalkınmaya yönelik küreselci, ideolojik gündemiyle BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine fazla odaklanıyor.”
Bu adım, Donald Trump‘ın önceki başkanlık dönemindeki politikalarını anımsatıyor. Trump, o dönemde ABD’yi UNESCO’dan çekmenin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), BM İnsan Hakları Konseyi ve Paris İklim Anlaşması gibi kritik uluslararası anlaşmalardan da çıkarmıştı.
Küresel Kurumlar ve ABD’nin ‘Önce Amerika’ Politikası
İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya barışını ve güvenliğini korumak amacıyla kurulan UNESCO gibi kurumlar, bugün Trump tarafından Yahudi karşıtlığı ve ABD çıkarlarına ters düşmekle itham ediliyor. Bu tutum, “Ülkemin ekonomisine yararı olmayan hiçbir kuruluşa bir cent bile vermem” mesajını net bir şekilde ortaya koyuyor ve küresel işbirliğine yönelik tehditkar bir yaklaşım sergiliyor.
Aslında bu karar, sadece siyasi bir hamle olmanın ötesinde, ortak geleceğimiz açısından herkesi endişelendirmesi gereken bir nitelik taşıyor. Bu kurumlar, milyonlarca insanın hayatını kaybettiği büyük savaşların ardından dünyayı daha yaşanabilir bir yer kılmak için planlanmıştı.
UNESCO’nun Somut Değeri: Rodos Örneği
“UNESCO neden var olmalı?” sorusunun en güzel yanıtlarından birini, koruma altındaki Rodos adasında görmek mümkün. Adada farklı inançlara ait camiler, sinagoglar ve kiliseler, barış içinde ve ilk günkü ihtişamıyla yan yana yükseliyor. Tarihi surlar arasındaki dar sokaklarda yürümek, ziyaretçilere adeta bir zaman tünelinde yolculuk hissi veriyor. Bu ortam, başta Türk ve Yunan olmak üzere onlarca farklı milletten insanın barış içinde nasıl yaşayabileceğinin canlı bir kanıtını sunuyor.
Ortak Geleceğimiz Tehlike Altında
Büyük savaşların acılarını tekrar yaşamamak için inşa edilen bu değerli kurumların zayıflatılması, sadece dünya barışını değil, aynı zamanda doğayı ve insanlığın ortak geleceğini de riske atıyor. Çünkü savaşlar yalnızca insanları değil, dünyanın tüm güzelliklerini ve kültürel mirasını da yok ediyor.
Dipnot
Unutmayın: Bu dünyayı torunlarımızdan ödünç aldık. Bugün çevre, dünya barışı, hak, adalet ve cehalete karşı mücadele için bir adım atmış olmayı dilemeliyiz.