Yargıda Dönüm Noktası: Tartışmalı Terör Hükmü İptal Edildi, Cezaevlerinden Tahliyeler Başladı

Tartışmalı Terör Hükmü Yürürlükten Kaldırıldı

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) en çok tartışılan hükümlerinden biri olan ve “örgüt üyesi olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işleyenlerin, örgüt üyesi gibi cezalandırılmasını” öngören düzenleme resmen yürürlükten kalktı. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2021 ve 2023 yıllarında iki defa iptal ettiği hüküm için TBMM’ye tanınan altı aylık sürede yeni bir yasal düzenleme yapılmadı. Bu gelişme, söz konusu fiil nedeniyle cezalandırmanın önünü tamamen kapattı ve bu madde kapsamında hüküm giymiş çok sayıda kişi için tahliye yolunu açtı. İlk belirlemelere göre 150’den fazla kişi mahkeme kararlarıyla serbest bırakılırken, bu rakamın artması bekleniyor.

İptale Giden Hukuki Süreç

Sürecin başlangıcı, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) TCK’nın 220. ve 314. maddelerindeki ilgili hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasıyla oldu. AYM, birleştirdiği başvurular sonucunda aşağıdaki hükümleri iptal etme kararı aldı:

  • TCK Madde 220: “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
  • TCK Madde 314: “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.”

9 Ocak’ta Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararının yürürlüğe girmesi için altı aylık bir süre tanınmıştı. Bu, AYM’nin aynı konuda verdiği ikinci iptal kararı olarak kayıtlara geçti.

AYM’nin Gerekçesi: Belirsizlik ve Öngörülemezlik

Anayasa Mahkemesi, iptal kararının gerekçesinde düzenlemenin hukuki güvenlik ilkesini zedelediğine dikkat çekti. Kararda, “örgüt adına” kavramının belirsiz ve geniş yoruma açık olması nedeniyle temel haklar üzerinde caydırıcı bir etki oluşturduğu belirtildi. Ayrıca, bu durumun örgüt üyesi olmayan kişilerin bazen örgüt üyelerinden daha ağır cezalarla karşılaşmasına yol açabildiği vurgulandı.

“Kuralın örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil olmadan ve işlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate alınmadan kişilerin örgüte üye olmak gibi son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına neden olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsait olduğu, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı değerlendirilmiştir.”

Meclis Düzenleme Yapmadı, Tahliyeler Başladı

AYM’nin TBMM’ye tanıdığı altı aylık süre 9 Temmuz itibarıyla doldu. Meclis’in bu süre içinde yeni bir düzenleme yapmamasıyla birlikte TCK’nın 220 ve 314. maddelerindeki ilgili hükümler tamamen yürürlükten kalkmış oldu. Bu gelişmenin ardından gözler, bu suç kapsamında mahkûm edilenlere çevrildi. Hükümlülerin avukatları aracılığıyla yaptıkları tahliye başvuruları, yerel mahkemeler ve infaz savcılıkları tarafından hızla değerlendirilmeye başlandı. Şu ana dek en az 150 kişinin tahliye edildiği bildirilirken, incelemesi süren dosyalarla birlikte bu sayının artacağı öngörülüyor.

Siyasi Boyutu ve Eleştiriler

TBMM’nin yeni bir düzenleme yapmaması, siyasi kulislerde bu fiilin artık suç olarak görülmemesi yönünde zımni bir “siyasi tercih” olarak yorumlanıyor. Muhalefet partileri, uzun süredir bu hükmü “siyasi yargılamaların aracı” olmakla eleştiriyordu. Delil yetersizliği olan bazı dosyalarda bu maddeye dayanarak ağır cezalar verilmesinin ciddi hak ihlallerine ve “siyasi yargılama” iddialarına zemin hazırladığı savunuluyordu.