İngiltere’deki bilim insanları, yaşlanma sürecini yavaşlatma ve hatta bazı etkilerini geri çevirme potansiyeli taşıyan yeni bir ilaç geliştirdiklerini duyurdu. “Anti-nekrotik” olarak adlandırılan bu ilacın, hücre ölümünü hedef alarak çalıştığı ve yıl sonuna doğru insanlar üzerinde ilk klinik denemelerine başlanacağı belirtildi.
Yaşlanmanın Plan Teorisi ve Nekroz Nedir?
Bu çığır açan çalışmanın liderliğini, daha önce University College London’da genetik araştırmalar yapmış olan ve şimdi biyoteknoloji firması LinkGevity’nin CEO’su Dr. Carina Kern yürütüyor. Dr. Kern ve ekibi, ilacı “Yaşlanmanın Plan Teorisi” olarak bilinen bir konsept çerçevesinde geliştirdi. Bu teoriye göre yaşlanma, temel olarak hücresel sinyal mekanizmalarının bozulması ve özellikle “nekroz” adı verilen kontrolsüz hücre ölümüyle tetikleniyor.
Nekroz, hücrelerin aniden şişip patlayarak içeriklerini çevre dokulara saçtığı düzensiz ve hasar verici bir ölüm şeklidir. Bu süreç, vücutta pek çok olumsuz etkiye yol açabilir:
- Kronik iltihaplanma
- Genetik yapıda bozulmalar
- Tümör oluşumu riski
Ayrıca nekrozun, Alzheimer, Parkinson, böbrek hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi ciddi rahatsızlıklarla doğrudan ilişkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
İlacın Hedefi: Kalsiyum Dengesini Korumak
Dr. Kern, yaşlanma sürecindeki en kritik faktörlerden birinin hücre içindeki kalsiyum iyonu dengesinin bozulması olduğunu vurguluyor. Sağlıklı bir hücrede, hücre içi kalsiyum seviyesi dış ortama kıyasla 10 bin ila 100 bin kat daha düşüktür. Bu hassas denge bozulduğunda, hücresel sistemler iflas eder ve nekroz süreci başlar.
Geliştirilen “anti-nekrotik” ilaç, tam olarak bu noktaya müdahale ediyor. İlaç, hücrelerin kalsiyum dengesini koruyarak onları bu kontrolsüz ölümden korumayı amaçlıyor. Bu sayede sadece yaşlanmanın yavaşlatılması değil, aynı zamanda yaşlanmaya bağlı bazı hasarların onarılması da hedefleniyor.
İnsanlı Denemeler Yıl Sonunda Başlıyor
İlacın insanlar üzerindeki kesin etkileri ve güvenliği henüz bilinmiyor. Ancak araştırma ekibi, bu yenilikçi yaklaşımın yaşlanmaya bağlı hastalıkların tedavisinde bir devrim yaratma potansiyeline sahip olduğu konusunda oldukça umutlu. Merakla beklenen klinik denemelerin yıl sonuna doğru başlaması planlanıyor.