Toplumun Gazze Hassasiyeti Neden Zayıflıyor?
Artık gerçeklerle yüzleşme zamanı gelmedi mi? Toplumda Gazze konusundaki hassasiyet, ne yazık ki olması gereken seviyede değil. Çevremde, “Çocuklar açlıktan ölüyor” diyerek boğazından lokma geçmeyen anne ve babalar tanıyorum. Ancak ne acıdır ki, bu duyarlı ebeveynlerin bile 18-25 yaş aralığındaki çocukları bambaşka bir dünyada yaşıyor gibi görünüyor.
Gençlerin Gündeminde Gazze’ye Yer Yok
Geçtiğimiz günlerde, kendi halinde, inançlı üç genç kızla hayata dair sohbet ediyorduk. Pek çok konuda dertli ve hassas olmalarına rağmen, Gazze‘nin bu konular arasında hiç yer almadığını fark ettim. Sosyal medyadaki üstü kapalı Gazze sansürü onların pek de umurunda değildi. Konuşma arasında geçen İsrail kelimesi dahi dikkatlerini çekmiyordu.
Sohbete daha sonra üniversiteden iki erkek arkadaşları katıldı. Onların tavrı ise daha farklıydı. Cumhuriyet dönemi boyunca zihinlerimize işlenen seküler milliyetçiliğin tüm kalıplarını ortaya döktüler. Bu ezberlerin vardığı sonuç ise malum: “Ortadoğu’dan bize ne? Gazze’den bize ne? Araplardan bize ne?” Bu söylemlere bir de popüler “tarihçilerin” kibri ve bazı jeologların mesnetsiz yorumları eklenince, sohbeti devam ettirmek imkansız hale geldi.
Arda Güler’li Reklam ve Boykot Gerçeği
İşte tam da böyle bir atmosferde, karşımıza bir reklam filmi çıkıyor. Boykot listesindeki bir deterjan markası, imajını “şehadet parmağını kaldıran Arda Güler” imgesi üzerinden aklamaya çalışıyor. Düşünün ki bu, İsrail’in en yoğun protesto edildiği Avrupa ülkesinde top koşturan futbolcumuz… Bu duruma şaşırdık mı? Elbette hayır.
Yine de reklamı görünce, “Allah selamet versin Arda” demekten kendimi alamıyorum. Bir futbolcunun etrafında ona yol gösterecek aklı başında bir büyüğü, bir danışmanı olmaz mı insan hayret ediyor.
Bu Sadece Bir Vicdan Meselesi Değil
Dün bir okurum mesaj atmış, “İyisin, hoşsun, vicdanının sesini dile getiriyorsun abi” dedikten sonra eklemiş: “Ama sürekli bu mesele üzerinde durmanın bir faydası var mı?” Bu sorunun cevabı çok önemli. Birincisi, bu sıradan bir “vicdan meselesi” değil. Bu, insan olmak, Müslüman olmak ve en temelinde adil olmak meselesidir.
İkincisi, biz Filistin’i az bile konuşuyoruz. Sürekli, bıkmadan, usanmadan konuşmalıyız. Ancak acı bir gerçek var ki, Gazzeli çocukların artık bekleyecek vakti kalmadı.
NOT DEFTERİ
İnsan tek olmadığını anlayamamışsa ve anlayamıyorsa, dünya, gerçekten de çok büyüktür; çünkü insan, zamana ve mekâna göre çok, çok küçüktür ha var, ha yoktur!
TARIK BUĞRA / Osmancık