Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirecek olan Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Marta Kos ile yarın önemli bir görüşme yapacak. 1 Aralık 2024’te görevine başlayan Komiser Kos ile yapılacak toplantının ana gündem maddelerini, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri ve vize serbestisi konuları oluşturuyor.
Kritik Görüşmenin Ana Gündem Maddeleri
Bakan Fidan’ın görüşmede, Türkiye’nin stratejik hedefi olan AB üyeliği sürecini bir kez daha vurgulaması bekleniyor. Bu çerçevede, Fidan’ın AB’nin Türkiye’ye karşı daha adil ve öngörülebilir bir tutum sergilemesi gerektiğine dikkat çekeceği öngörülüyor.
Vize Serbestisi ve Kurumsal İlişkiler Masada
Görüşmede, Komiser Kos’un görev döneminde Türkiye-AB ilişkilerinin sürdürülebilir bir zemine oturtulması için AB’den somut adımlar atılması beklentisi dile getirilecek. Bu kapsamda öne çıkan talepler şunlardır:
- Artık geçerliliği kalmadığı belirtilen 15 Temmuz 2019 AB Dış İlişkiler Konseyi kararlarının tamamen kaldırılması.
- Türkiye-AB Ortaklık Konseyi ve Yüksek Düzeyli Diyalog toplantılarının en kısa sürede yeniden başlatılması.
- Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerine vakit kaybetmeden başlanması.
Genişleme Politikası ve Vize Sürecinde Adalet Vurgusu
Bakan Fidan’ın, 15 Temmuz 2025’te açıklanan ve Türk vatandaşlarına yönelik Schengen vizesi uygulamalarında iyileştirmeler içeren Uygulama Kararı’nı olumlu karşıladığını belirtmesi bekleniyor. Ancak bu yeni düzenlemelerin tüm vatandaşları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği vurgulanacak. Fidan’ın ayrıca, Vize Serbestisi Diyaloğu sürecinin nihai olarak tamamlanmasının ve bu süreçte kolaylaştırıcı adımların etkin bir şekilde uygulanmasının önemini dile getirmesi öngörülüyor. AB’nin genişleme politikasında önyargıdan uzak, liyakat odaklı bir yaklaşım benimsemesi ve Türkiye’nin tüm aday ülke toplantılarına davet edilmesi talebi de gündeme gelecek.
Bölgesel Güvenlik ve Stratejik İş Birliği
Toplantıda, Türkiye’nin AB’nin savunma ve güvenlik girişimlerine dahil edilmesinin bir tercih değil, kazan-kazan ilkesine dayalı bir zorunluluk olduğunun altı çizilecek. Karadeniz Stratejisi ve bağlantısallık gibi alanlarda iş birliğinin kritik olduğu ifade edilecek. Ayrıca, Rusya-Ukrayna savaşı, Gazze ve Filistin’deki insani durum, Suriye’nin istikrarı gibi bölgesel krizlerde ortak hareket etmenin ve eş güdüm sağlamanın gerekliliği vurgulanacak.