Güneş Enerjisi Rekor Kırarken İklim Değişikliği Tehdidi Büyüyor
Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember’in nisan ayında yayımladığı ‘6’ncı Küresel Elektrik Değerlendirmesi’ raporuna göre, güneş enerjisinden elektrik üretimi 2024 yılında 474 teravatsaat artarak bir önceki yıla kıyasla yüzde 29‘luk bir yükseliş kaydetti. Bu büyüme ile güneş, üst üste üçüncü kez temiz enerji kaynakları arasında küresel üretime en büyük katkıyı sağlayan kaynak oldu. Güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payı ise yüzde 6,9’a ulaştı.
Güneş enerjisi yatırımlarının artması beklenirken, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak yoğunlaşan dolu, fırtına ve aşırı sıcaklıklar gibi hava olayları, üretim verimliliğini olumsuz etkiliyor ve güneş panellerinde ciddi fiziksel hasarlara neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, son 50 yılda iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları yüzde 400 artış gösterdi.
Aşırı Hava Koşullarının Panel Verimliliğine Etkileri
Ember Küresel Elektrik Analisti Kostantsa Rangelova, aşırı hava olaylarının güneş paneli verimliliğinde genellikle kısa vadeli ve minimal düşüşlere yol açtığını belirtiyor.
“Amerika Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı’na göre şiddetli hava koşullarından kaynaklanan kesintilerin çoğu 2 ila 4 gün arasında sürüyor ve bu da yıllık üretimde yaklaşık yüzde 1’lik bir kayba yol açıyor. Anlık etkiler sınırlı olsa da aşırı hava koşullarına, özellikle sıcaklık, dolu ve fırtınaya tekrar tekrar maruz kalmak, fotovoltaik modüllerin standart bozulma oranlarının ötesinde daha hızlı bozulmasına neden olabilir.”
Sıcaklık Artışı Verimliliği Nasıl Düşürüyor?
Rangelova, güneş paneli verimliliğinin sıcaklıkla doğrudan ilişkili olduğunu vurguluyor. Sıcak iklimlerdeki fotovoltaik sistemlerde yıllık bozulma oranı yüzde 0,88’e kadar çıkabilirken, serin bölgelerde bu oran yüzde 0,48 civarında kalıyor. Standart test koşulları 25 derecedir, ancak paneller gerçek dünya koşullarında genellikle bu sıcaklığın çok üzerinde çalışır. Her 1 derecelik sıcaklık artışı, modül verimliliğini düşürerek yıllık bozulma oranlarını hızlandırabilir.
Dolu ve Fırtınaların Mekanik Hasarları
Dolu fırtınaları ve şiddetli rüzgarlar, panellerde cam kırılması ve montaj elemanlarının zarar görmesi gibi ciddi mekanik hasarlara yol açabilir. Rangelova’ya göre kritik eşikler, çapı 25 milimetreden büyük dolu taneleri ve saatte 90 kilometreyi aşan rüzgarlardır. Fotovoltaik sistemler genellikle bu standartlara göre test edilse de, saha yerleşimi ve rüzgar yönü gibi faktörler hasar riskini etkilemektedir.
Aşırı hava olaylarının etkileri sadece fiziksel hasarla sınırlı kalmıyor. Yoğun bulut örtüsü, duman ve toz fırtınaları gibi atmosferik olaylar da güneş ışınımını engelleyerek kısa vadeli üretim düşüşlerine sebep olabilir.
Risklere Karşı Geliştirilen Stratejiler ve Teknolojiler
Gelecekteki risklere karşı güneş enerjisi sektöründe çeşitli uyum stratejileri geliştirildiğini belirten Kostantsa Rangelova, bu stratejileri şöyle sıralıyor:
- Saha yerlerinin çeşitlendirilmesi
- Daha kapsamlı sigorta modellerinin oluşturulması
- Enerji depolama sistemlerinin entegrasyonu
- Şebeke esnekliğini artırıcı önlemler
Rangelova, dünya genelinde aşırı hava olayları nedeniyle güneş enerjisi santrallerinde oluşan fiziksel hasarın toplam maliyetine ilişkin kesin bir veri bulunmadığını da ekliyor.
Özel Kaplamalar ve Dayanıklı Modüller
Panel teknolojilerindeki gelişmelerin yalnızca enerji verimini değil, aynı zamanda sistem dayanıklılığını da artırmayı hedeflediğini vurgulayan Rangelova, “Çift camlı (dual-glass) modüller ve UV bozulmasına karşı geliştirilen özel kaplamalar, fiziksel dayanıklılığı önemli ölçüde artırıyor” şeklinde konuştu.