AB-Çin Zirvesi: Pekin’de Dengeli İlişki Arayışı ve Artan Gerilim
Avrupa Birliği liderleri, Perşembe günü Pekin’de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile gerçekleştirdikleri zirvede, iki taraf arasındaki ticari ilişkilerin yeniden dengelenmesi yönündeki taleplerini güçlü bir şekilde dile getirdi. Açılış konuşmalarında ticari konulara odaklanan Avrupalı yetkililer, Çin ile olan devasa ticaret açığının kapatılması için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Dönüm Noktası: Karşılıklı Faydaya Dayalı İlişki Çağrısı
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, iş birliğinin derinleşmesiyle birlikte dengesizliklerin de arttığını belirterek mevcut durumu bir dönüm noktası olarak nitelendirdi.
“İkili ilişkilerimizin yeniden dengelenmesi şart. Çünkü sürdürülebilir olması için ilişkilerin karşılıklı fayda sağlaması gerekiyor,” diyen von der Leyen, adil bir ortaklığın altını çizdi.
Başlangıçta iki gün olarak planlanan ancak bir güne indirilen zirveden beklentiler düşük tutulurken, görüşmeler küresel finansal belirsizlikler, Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlar gibi karmaşık bir zeminde gerçekleşti.
Gündemdeki Kritik Konular: Ticaret, Ukrayna ve İklim
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, Çin’i Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanarak Ukrayna’daki savaşı bitirmeye yardımcı olmaya davet etti. Costa ayrıca, iklim değişikliği konusunda ortak bir siyasi mesaj verilmesi umudunu dile getirdi. Çin devlet medyasının aktardığına göre ise Başkan Şi, Çin ve Avrupa’nın iş birliğini derinleştirerek küresel istikrara katkı sağlaması gerektiğini belirtti.
Ticari ve Siyasi Endişeler
Zirvede ticaret ve Ukrayna’nın yanı sıra, Çin kaynaklı siber saldırılar, nadir toprak minerallerinin ihracatına yönelik kısıtlamalar ve Tibet, Hong Kong ve Sincan’daki insan hakları ihlalleri gibi konuların da gündeme gelmesi bekleniyordu. Avrupa Politika Merkezi’nden baş ekonomist Fabian Zuleeg, Avrupa’nın ABD ile ilişkileri germemek adına Çin’e karşı temkinli yaklaştığını belirterek, “Somut bir şey elde etmek çok zor olacak,” yorumunu yaptı.
Ticari Anlaşmazlıkların Odağındaki Devasa Açık
İki taraf arasındaki en büyük anlaşmazlık, AB aleyhine olan ve geçen yıl yaklaşık 300 milyar euro seviyesine ulaşan ticaret açığı oldu. Bu dengesizliğin temelinde yatan bazı kilit noktalar şunlardır:
- Kritik Mineraller: AB, otomobil ve ev aletleri için gerekli olan kritik minerallerde büyük ölçüde Çin’e bağımlı durumda.
- Elektrikli Araçlar: AB, kendi üreticilerini korumak amacıyla Çin menşeli elektrikli araçlara gümrük vergisi uygularken, Pekin bu vergilerin kaldırılmasını talep ediyor.
- Karşılıklı Soruşturmalar: Çin, Avrupa’dan ithal edilen domuz eti ve süt ürünlerine yönelik soruşturmalar başlatırken, AB de 5 milyon euro üzerindeki ihalelerden Çinli tıbbi ekipman şirketlerini hariç tutma kararı aldı.
Analist Alicia Garcia-Herrero, AB’nin Çin’in en büyük ihracat pazarı olmaya devam etmesinin Avrupa’nın elindeki en önemli koz olduğunu ifade etti.
Ukrayna Savaşı ve Yaptırımların Gölgesi
Avrupa, Rusya’nın savaş sanayisine destek verdiği gerekçesiyle bazı Çinli firmaları yaptırım listesine dahil etti. Çin Ticaret Bakanlığı bu karara sert tepki göstererek kendi şirketlerinin haklarını korumak için gerekli önlemleri alacağını duyurdu. Liderlerin Şi’ye Rusya’ya desteği azaltma yönündeki baskılarının ise somut bir sonuç doğurması beklenmiyor.
Stratejik Arayış: AB Yeni İttifaklar Kuruyor
ABD’nin sert tutumu ile Çin’in katı çizgisi arasında kalan Avrupa Birliği, son dönemde yeni ittifaklar kurma çabasını hızlandırdı. Endonezya ile ticaret anlaşması imzalayan, Japonya ile ilişkileri güçlendiren ve Latin Amerika ülkeleriyle yeni anlaşmalar hazırlayan AB, stratejik özerkliğini artırmayı hedefliyor.