Türkiye’nin Hava Gücünde Yeni Bir Dönem: Eurofighter Typhoon Alımı
NATO DIANA Proje Hakemi ve Mentoru Arda Mevlütoğlu, Türkiye’nin gündemindeki Eurofighter Typhoon savaş uçağı alımının stratejik önemini ve Türk Hava Kuvvetleri’ne sağlayacağı potansiyel katkıları değerlendirdi. 23 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleşen IDEF 2025 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı‘nda, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey arasında imzalanan mutabakat muhtırası, bu sürecin en somut adımı oldu.
KAAN Projesi ve Ara Çözüm İhtiyacı
Bu gelişme, Türkiye’nin Milli Muharip Uçak (MMU) KAAN hizmete girene kadar geçecek sürede hava gücünde bir zafiyet yaşamamak adına yürüttüğü ara çözüm arayışında kritik bir virajı temsil ediyor. Türkiye’nin 2019’da F-35 Joint Strike Fighter (JSF) programından çıkarılması, bu ihtiyacı daha da acil hale getirmişti. Bu doğrultuda, ABD’den 40 adet yeni F-16V alımı ve mevcut F-16’ların modernizasyonunu içeren Özgür projesi gibi çalışmalar devam etmektedir.
MMU KAAN’ın tam harekat kabiliyetine 2030’lu yıllarda ulaşması ve caydırıcı sayıda envantere girmesinin zaman alacak olması, yeni uçak alımlarını zorunlu kılmaktadır. Bu projeler, Türk Hava Kuvvetleri’nin caydırıcılığını ve etkinliğini koruması için hayati önem taşımaktadır.
Eurofighter Typhoon Projesinin Tarihçesi ve Gelişimi
Eurofighter Typhoon, Soğuk Savaş’ın sonlarına doğru Avrupa’nın ortak bir muharip uçak ihtiyacını karşılamak amacıyla başlatılan çok uluslu bir projedir. 1983 yılında Birleşik Krallık, Almanya, İtalya ve İspanya tarafından temelleri atılan program, 1988’de resmiyet kazandı. Projenin başlangıcında yer alan Fransa ise 1985’te kendi Rafale uçağını geliştirmek üzere ayrıldı.
İlk prototip uçuşunu 1994’te yapan Typhoon, 2003’te ilk kez Almanya Hava Kuvvetleri envanterine girdi. 2024 itibarıyla 600’den fazla üretilen uçak, Suudi Arabistan ve Avusturya gibi ülkeler tarafından da kullanılmaktadır. Türkiye’nin yolu da geçmişte bu projeyle birkaç kez kesişmiş, ancak çeşitli nedenlerle alım gerçekleşmemiştir.
Eurofighter Typhoon’un Teknik Üstünlükleri
Eurofighter Typhoon, çok rollü görevler için tasarlanmış, delta kanatlı ve kanard (ön kanatçık) yapısına sahip modern bir savaş uçağıdır. Gelişmiş aerodinamik yapısı sayesinde üstün manevra kabiliyeti sunarken, art yakıcı kullanmadan ses hızının üzerine çıkabilme (supercruise) yeteneğiyle öne çıkar.
Aviyonikler ve Savunma Sistemleri
Uçağın modern görev sistemleri arasında şunlar bulunmaktadır:
- Captor-E Aktif Elektronik Taramalı Dizin (AESA) radarı
- DASS (Defensive Aids Sub-System) özsavunma sistemi
- Link 16 veri bağı ve gelişmiş elektro-optik sensörler
- Elektronik harp (EH) sistemleri ve flare/chaff dağıtıcıları
Geniş Silah Yelpazesi
Typhoon, hem hava-hava hem de hava-yer görevleri için geniş bir mühimmat yelpazesi taşıyabilir. Bunlar arasında Meteor, AIM-120 AMRAAM, IRIS-T gibi hava-hava füzeleri ile Brimstone, Storm Shadow ve Taurus gibi hassas güdümlü mühimmatlar yer alır. Uçakta ayrıca bir Mauser BK-27 27mm top bulunmaktadır. Meteor füzesi, günümüzdeki en modern ve yetenekli havadan havaya füzelerden biri olarak kabul edilmektedir.
Typhoon’un Türk Hava Kuvvetleri İçin Stratejik Değeri
Türk Hava Kuvvetleri’nin mevcut envanteri, F-16C/D ve F-4E/2020 uçaklarından oluşmaktadır. Ancak bölgedeki teknolojik gelişmeler, bu filonun modernizasyonunu zorunlu kılmaktadır. Yunanistan’ın Rafale alması ve F-16’larını modernize etmesi, İsrail’in ise F-35 filosunu genişletmesi, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu teknolojik rekabeti artırmaktadır.
Bölgesel dengeler, bir ülkenin hava gücünün zayıf kalmasının kabul edilemez olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda Türkiye, KAAN, Anka 3 ve Kızılelma gibi milli projelerle geleceğin hava gücünü inşa etmektedir. Ancak bu projeler tam kapasiteye ulaşana kadar, Eurofighter Typhoon alımı, Türk Hava Kuvvetleri’nin caydırıcı gücünü koruması için kritik bir köprü görevi görecektir.
[Arda Mevlütoğlu, NATO DIANA Proje Hakemi ve Mentorudur.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.