Yangınla Mücadelede Şehit Olan Gencin Babasından Yürek Yakan Sözler
Demirören Medya çalışanı Gürsel Arslan, orman yangınına müdahale ederken şehit düşen oğlunun ardından duygularını paylaştı. Baba Arslan, oğlunun fedakarlıklarıyla dolu yaşamını ve yardımsever karakterini anlattı.
“Yangın ve Deprem Olduğunda Hemen Koşardı”
Oğlunun her zaman yardım için hazır olduğunu belirten Gürsel Arslan, “Adıyaman depremine gitti, 1 ay sonra geldiğinde tırnakları mosmordu. Onu biraz dinlendirdim. İki üç gün durdu, tekrar gitti, evde durmuyordu. Bir motor almıştı, onu zorla sattırıp araba aldırdık ama onu evde tutamıyorduk. AKUT‘taki abileri nereye çağırırsa oraya koşturuyordu” dedi.
“Bu orman yangınına da bize haber vermeden gitti. Öyle bir huyu yoktu. Basar, saniyesinde giderdi. Çünkü bize haber verirse dakika kaybedeceğini düşünürdü. Bastı gitti. Ulaşmaya çalıştık ama ulaşamadık. Arkadaşlarımdan öğrendim, ters rüzgârda yangının ortasında kalmış. En son pazar akşamı görüşmüştük.”
“Onunla Gurur Duyuyorum”
Oğlunun çok yönlü ve yardımsever bir kişiliğe sahip olduğunu vurgulayan baba Arslan, onun başarılarını ve tutkularını şu sözlerle dile getirdi: “Kendisi endüstri mühendisiydi. Evdeki birtakım parçaları almıştı. Bu yangınla ilgili hiçbir şey söylemedi ama ben onun her dakika bir yerlere koşturduğunu biliyordum. Zaten Türk Hava Kurumu gönüllüsüydü ve paraşüt eğitmenliği yapıyordu. Okullarda çocuklar için uçaklar yapardı.”
Oğlunun fedakarlığını bir anısıyla anlatan Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Endüstri mühendisliği üzerine yeni bir ofis açmıştı. Buna rağmen 20 günlük AKUT eğitimine katıldı. Ona, ‘Oğlum, bu dükkanın yürümesi lazım’ dediğimde, ‘Baba ben bunu bir şekilde yürütürüm, AKUT’un eğitimi daha önemli‘ diyerek Bursa’ya gidip 20 gün eğitim aldı.”
“Tamamen uçaklarla, doğayla, ormanla, motosikletle iç içe bir çocuktu. Gerçekten bana ciddi anlamda gurur veriyor. Dün akşam kızımla konuştum. Bana, ‘Baba abim cennete gitti. Kuşları, ağaçları kurtardı. Adıyaman’daki depreme gitti. Niye ağlıyorsun?’ dedi. 16 yaşındaki kızım benden daha metanetli. Ama biz duramıyoruz işte…”