Adı Konulamayan “Süreç” ve Derin Çelişkiler
Türkiye’nin siyasi gündeminde uzun süredir yer alan ancak adı bir türlü netleşemeyen “Süreç”, birbiriyle uzlaşması zor çelişkilerle dolu karmaşık bir yapı sergilemektedir. Bu durum, ortak bir anlayış geliştirilmesini engellerken, girişimin adlandırılmasını dahi imkansız kılmaktadır.
“Süreç” Üzerine Farklı Tanımlamalar ve Anlamlar
Girişimin adı ve amacı konusunda taraflar arasında derin görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bu farklılıklar, sürecin temelindeki niyet ve hedef çatışmalarını da gözler önüne sermektedir:
- Barış Süreci: Bazı kesimler için umut dolu bir barış arayışı.
- Cumhuriyet’in Demokratikleşmesi Süreci: Demokratik reformların bir parçası olarak görenler.
- Terörsüz Türkiye Süreci: Önceliği terörün sonlandırılmasına veren bir yaklaşım.
- Kürt Sorununu Çözüm Süreci: Doğrudan Kürt meselesine odaklanan bir tanım.
- Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını Uzatma Süreci: Siyasi bir manevra olarak değerlendirenler.
- Türkiye Birleşik Devletleri’ni Kurma Süreci: Federal bir yapıya geçiş endişesi taşıyanlar.
- Atatürk’ün Laik Cumhuriyetini Yıkma Süreci: Laik düzenin hedef alındığını düşünenler.
- Türkiye İslam Devleti’ni Kurma Süreci: Rejim değişikliği projesi olarak görenler.
- Kuzey Suriye’de Kürt Devleti Kurma Süreci: Bölgesel jeopolitik hedeflere işaret edenler.
- ABD ve İsrail’in Güvenliği İçin Ortadoğu’yu Düzenleme Süreci: Dış güçlerin bir projesi olarak yorumlayanlar.
- Büyük Kürt Devleti Kurma Süreci: Irak, Suriye ve Türkiye’yi kapsayan geniş bir planın parçası.
Görüldüğü üzere, “Sürecin” adı hakkındaki bu çeşitlilik, tarafların niyet ve hedeflerinin ne denli farklı olduğunu ortaya koymaktadır. Dahası, bu hedeflerin birçoğu birbiriyle doğrudan çatışma halindedir.
Sürecin Çok Parçalı Tarafları
“Sürecin” karmaşık yapısı, kabaca üç buçuk tarafın varlığıyla daha da belirginleşmektedir:
1. Türkiye’deki İktidar
Kendi içinde ne kadar bütüncül olduğu tartışmalı olan iktidar, tüm Türkiye’yi, özellikle de muhalefeti temsil etmemektedir. Bu nedenle Türkiye’yi en azından iktidar ve muhalefet olarak iki parçalı düşünmek mümkündür.
2. Kürt Grupları
Bu taraf, kendi içinde DEM Parti, PKK ve PYD/YPG (SDG?) gibi en az üç farklı yapıya ayrılmıştır. Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan ve Kandil gibi aktörler de bu denklemi daha karmaşık hale getirmektedir. Ancak bu tanımlama, tüm Kürt vatandaşların bu örgütler tarafından temsil edildiği varsayımına dayanır ki, son seçim sonuçları bu varsayımı geçersiz kılmıştır.
3. Amerika Birleşik Devletleri (Trump Dönemi Etkisi)
Özellikle Trump ABD’si‘nin geleneksel politikalardan ayrışan hamleleri, süreci doğrudan etkilemektedir. ABD’nin, İsrail’in güvenliğini sağlama hedefiyle Ortadoğu’da bir Kürt devleti kurulması projesini sürdürmesi, hem bölgeyi hem de Türkiye’nin iç dinamiklerini şekillendirmektedir. Bu cepheye Avrupa Birliği ve İsrail‘i de eklemek, tarafların sayısını artıracaktır.
3.5. Suriye’deki Ahmed Şara (Jolani) Hükümeti
Gücü ve geleceği belirsiz olan bu “buçukuncu” taraf, şimdilik ABD, Türkiye ve İsrail’in etkisi altındadır. Kendi ülkesinde tam bir hakimiyet kuramamış olması, onu denklemin zayıf halkası yapmaktadır.
Taraflar Arasındaki Temel Stratejik Çatışmalar
Bu üç buçuk tarafın hedefleri arasındaki temel çelişkiler, sürecin neden kilitlendiğini açıkça göstermektedir:
- Türkiye’nin Hedefi: Ankara, PKK’yı tasfiye etmek isterken, örgütün Suriye’nin kuzeyine yerleşerek bir Kürt oluşumu kurmasına şiddetle karşı çıkmaktadır.
- Kürt Gruplarının Hedefi: Kürt grupları, Türkiye’deki silahlı mücadeleyi bırakmaya razı olabilirler ancak bunu Suriye’deki siyasi oluşumlarını güvence altına almak karşılığında yapmak istemektedirler; ki bu, Türkiye’nin kırmızı çizgisidir.
- ABD’nin Hedefi: Washington, Suriye’de bir Kürt siyasal yapısını desteklerken, bunu müttefiki Türkiye’nin onayıyla gerçekleştirmeyi arzulamaktadır; ancak Türkiye böyle bir oluşuma kategorik olarak karşıdır.
- Jolani’nin Durumu: Jolani hükümeti ise ABD, İsrail, Türkiye ve Kürt gruplarının çelişen baskıları altında sıkışmış durumdadır ve ne yapacağını bilememenin getirdiği bir kararsızlık içindedir.
Sonuç: İktidarın Rolü ve Çözümsüzlük
“Sürecin” bir diğer temel çelişkisi ise onu başlatan ve sürdürmeye çalışan iktidarın kendi iç niteliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu durum, mevcut çıkmazın daha da derinleşmesine neden olmakta ve ayrı bir analiz konusu olmayı hak etmektedir.