Eskişehir’de Yürekleri Yakan Orman Yangını Trajedisi
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de meydana gelen orman yangınına müdahale sırasında yaşanan acı olay, tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Yangınla mücadele eden beş Orman İşçisi ile beş AKUT Personeli maalesef hayatını kaybetti. Hayatta bazı anlar vardır ki, o anlarda “Keşke” demek hiçbir anlam ifade etmez ve Eskişehir’deki bu elim kaza da o anlardan biridir.
Önlem Alınmadığında Pişmanlık Fayda Etmiyor
İnsan bazen yaşamı geri alacak bir düğme arzu eder; hataları ve kazaları düzeltmek için ona basmak ister. Fakat maalesef böyle bir imkanımız yok. Ancak alınacak en üst düzey tedbirlerle kazaya giden yolları kapatmak tamamen bizim elimizde. Atalarımızın şu değerli sözünü unutmamak gerekir:
“Önce eşeği sağlam kazığa bağla, sonrada tevekkül et.”
Bu öğüt, tedbirin tevekkülden önce geldiğini ve sorumluluğun bizde olduğunu net bir şekilde hatırlatır.
Orman Yangınları Toplumsal Bir Tehdittir
Hiç kimse kusura bakmasın ama son dönemlerde memlekette yaşanan orman yangınları artık bıçağın kemiğe dayandığı noktayı da geçmiştir. Bu yangınlar sebebiyle kaybedecek ne bir canımız ne de bir ağacımız kalmıştır. Unutulmamalıdır ki, orman yangınları sadece belirli bir bölgeyi değil, sonuçlarıyla bütün toplumu etkileyen büyük felaketlerdir.
Hava ve Su Olmadan Yaşam Mümkün Değil
İnsan olarak açlığa ve susuzluğa bir miktar dayanabiliriz, ancak havasızlığa bir an bile tahammülümüz yoktur. Ülkemizdeki hava kalitesinin ormanların yok olmasıyla dip yaptığını bir an için hayal edin. Böyle bir durumla karşılaşmamak için ne tür bir tedbir gerekiyorsa derhal alınmalıdır. Eğer bu, ormanların Asker ve Polis tarafından korunmasını gerektiriyorsa, bu adım da atılmalıdır. Bu öneri, Orman Muhafaza Memurlarının sayısının özellikle yaz aylarında yetersiz kalabileceği düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. Zaten mevcut önlemler yeterli olsaydı, bu kadar sık ve büyük yangınlarla mücadele etmek zorunda kalmazdık.
Son cümle olarak şunu belirtmek isterim: Ben kaliteli hava ile temiz içme suyunu hiçbir şeye değişmem.