Güney Kafkasya’da Stratejik Hamle: Zengezur Koridoru Üzerindeki Küresel Rekabet

Kafkasya’da Değişen Dengeler ve Zengezur Koridoru’nun Önemi

Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan, Azerbaycan ve Ermenistan arasında kritik bir öneme sahip olan Zengezur Koridoru’na yönelik üçüncü tarafların yaklaşımlarını ve bölgedeki yeni jeopolitik dinamikleri analiz etti.

2020’de yaşanan ve 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı, Azerbaycan’ın askeri zaferiyle sonuçlanarak bölgedeki dengeleri kökten değiştirdi. Savaşın ardından Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Ermenistan işgali altına giren topraklar, asıl sahibi Azerbaycan’a geri döndü. Savaş, Kasım 2020’de Rusya arabuluculuğunda imzalanan ateşkesle son bulsa da, kalıcı bir barış anlaşması henüz sağlanamadı. Bu durumun temelinde, tarihsel faktörlerden çok üçüncü tarafların bölgedeki çıkar çatışmaları yatıyor.

Stratejik Satrancın Merkezi: Zengezur Koridoru

Zengezur Koridoru, sadece Avrasya coğrafyasını bağlayan bir geçiş güzergahı olmanın ötesinde, Afro-Avrasya ekseninde değerlendirilmesi gereken stratejik bir hat konumuna yükselmiştir. Bu koridor, aynı zamanda Azerbaycan ve Türkiye’den Orta Asya’ya uzanan Doğu-Batı eksenli “Orta Koridor” ulaşım hattının en kritik halkasıdır. Bu nedenle bölgedeki güç mücadelesi çok katmanlı bir jeopolitik zeminde ilerlemektedir.

Küresel Güçlerin Koridor Hamleleri

Amerika Birleşik Devletleri

ABD, bölgeye olan ilgisini artırarak Zengezur Koridoru üzerinden İran ve Rusya’nın nüfuzunu sınırlamayı hedefliyor. Aynı zamanda Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne alternatif oluşturma çabası içinde. ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, koridorun 100 yıllığına ABD’ye kiralanması önerisi, Washington’un bölgeye doğrudan müdahil olma niyetini ortaya koymaktadır. ABD, bu yolla Çin’in projesini kontrol altına almayı ve Avrupa-Asya entegrasyon sürecinde denetimi ele geçirmeyi amaçlamaktadır.

Rusya

Bölgedeki tarihsel denklemlerin kilit aktörü olan Rusya, İkinci Karabağ Savaşı sonrası süreçte Azerbaycan odaklı adımlar atmıştır. Ancak Rusya-Ukrayna Savaşı, Moskova’nın Güney Kafkasya’daki “denge kurucu güç” imajını sarsmış ve bir zayıflama dönemine itmiştir. Bu durum, Rusya’yı bölgedeki etkisini korumak için daha agresif bir politika izlemeye yöneltebilir. Son dönemde Azerbaycan ile yaşanan gerilimler, bu yeni dönemin bir yansıması olarak okunmalıdır.

İran

İran, Güney Kafkasya’yı kendi kuzey güvenlik kuşağı olarak görmekte ve özellikle Azerbaycan’ın güçlenmesi ile Türkiye ile yakınlaşmasından endişe duymaktadır. Ancak değişen bölgesel dinamikler ve kendi bekasını sürdürme ihtiyacı, İran’ı Zengezur Koridoru konusunda daha yapıcı bir tutum sergilemeye itebilir. Tahran’ın kuzeyden izole olma korkusunu aşarak Türkiye ve Azerbaycan ile ortak bir istikrar zeminine yönelmesi, bölgesel barış için kritik önem taşımaktadır.

Çin

Çin’in Güney Kafkasya politikası, “Kuşak ve Yol Girişimi” ekseninde şekillenmektedir. Pekin, bölgede stratejik sabır ve ekonomik entegrasyon odaklı, sessiz bir güç projeksiyonu yürütmektedir. ABD’nin koridoru kiralama önerisi, Çin’in Avrupa’ya kesintisiz ulaşma hedefiyle doğrudan çelişmektedir. Bu noktada Rusya’nın zayıflaması ve Ukrayna’nın Azerbaycan gazının Avrupa’ya taşınmasında potansiyel bir geçiş ülkesi olma iddiası, jeopolitik denklemi daha da karmaşık hale getirmektedir.

Gelecek ve Barış Görüşmeleri

Mevcut durumda öncelik barışın sağlanmasıdır. Zengezur Koridoru’nun açılması, büyük ölçüde Ermenistan ile Azerbaycan’ın Abu Dabi’de yürüttüğü görüşmelerin sonuçlarına bağlıdır. Önümüzdeki dönem, Güney Kafkasya’daki jeopolitik satranç tahtasında daha kararlı ve sert hamlelerin yapılacağına işaret etmektedir.

[Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan, Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.]
* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.