Sana Göre Haber

Şanlıurfa’nın Sessiz Tanıkları Konuşuyor: 490 Tarihi Mezar Taşı Dijital Arşivle Korunuyor

Şanlıurfa’nın Tarihi Mirası Dijital Arşivde

Harran Üniversitesi akademisyenleri, TÜBİTAK destekli önemli bir projeye imza attı. Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler ve İlahiyat Fakültesi Türk İslam Sanatları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Güler tarafından yürütülen “Tarihi Urfa Cami Hazirelerindeki Mezar Taşlarının Tespiti, Envanteri ve Değerlendirilmesi Projesi” ile şehrin kültürel hafızası kayıt altına alındı.

Proje kapsamında titiz bir çalışma yürüten Güler çifti, kent tarihine ışık tutan Arapça ve Osmanlıca yazılı mezar taşlarını tek tek numaralandırarak fotoğrafladı. Bu çabalar sonucunda toplam 490 tarihi mezar envantere dahil edildi.

Projenin Kapsamı ve Hedefleri

Prof. Dr. Mustafa Güler, projenin detaylarına ilişkin yaptığı açıklamada, tarihi camilerin hazirelerinde yer alan mezar taşlarını belgelediklerini belirtti. Çalışmanın yürütüldüğü camiler arasında şunlar bulunmaktadır:

Güler, mezar taşlarındaki kitabelerin günümüz Türkçesine çevrildiğini ve tüm bilgilerin fotoğraflarla birlikte dijital ortama aktarıldığını ifade etti. Projenin bir sonraki hedefi ise Bediüzzaman Mezarlığı’ndaki tarihi mezarların envanterini oluşturmak.

“Envanter, Kimlik Bilgilerini Kayıt Altına Alıyor”

Envanter çalışmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu mezarlık alanların önünden geçerken bir Fatiha okuyup gidiyoruz ama bu alanlar, nihayetinde burada yatan kişilerin tüm kimlik bilgilerini bize veriyor. Envanter ise bu mezarlık alanında kimin olduğunu, kimlerin yattığını, hangi tarihte öldüklerini, sosyal ve toplumsal statülerini, cinsiyetlerini ve akraba ilişkilerini kayıt altına aldığımız bir çalışma. Daha öncesinden böyle toplu bir çalışma yoktu.”

Şanlıurfa Mezar Taşlarının Farklılıkları

Doç. Dr. Gül Güler ise Şanlıurfa’nın Osmanlı Dönemi’ne ait zengin mezarlık alanlarına sahip olduğunu vurguladı. Yapılan incelemeler hakkında bilgi veren Güler, Şanlıurfa’daki mezar taşlarının ayırt edici özelliklerini şöyle sıraladı: “Çalışma kapsamında incelenen mezarların süslemelerinin az, yazılarının çok olduğunu, özellikle ayak taşlarında o dönemin divan şairlerine ait edebi şiirlerin yer aldığını ve aynı aileden birden fazla gömünün bulunduğunu tespit ettik.”

Gelecek Nesiller İçin Dijital Koruma

Mezar taşlarının dijital ortama aktarılmasının, onları sonsuza dek koruma altına almak anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Güler, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gelecekte bu mezar taşları mesela deprem, sel ve insan eliyle yapılan tahribatlar nedeniyle yıkıldığında bu mezarlıklarda kaç tane mezar taşı var? Tarihte yaşayan bu insanların ünvanı, statüsü, toplum içerisindeki itibarını mezar taşlarıyla belgelemiş olacağız. En önemli koruma yöntemi belgelemektir. TÜBİTAK projesiyle bu mezar taşlarını belgeledik. Belgeleme sayesinde bu mezar taşları inşallah sonsuza kadar korunacaktır.”

Güler ayrıca, mezar başlıklarının dönemin sosyal statüsünü yansıttığını ve bu başlıkların ilmiye sınıfı, tasavvuf erbabı, devlet kadroları ve askerlere ait olmak üzere sınıflandırıldığını ekledi.

Exit mobile version