Sana Göre Haber

Türkiye’nin Enerji Sektöründe Yeni Dönem: 7554 Sayılı Yasa Yatırımları Nasıl Hızlandıracak?

Yeni Yasa Türkiye’nin Enerji Sektörünü Şekillendiriyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen ve maden ile çevre yasalarında köklü değişiklikler getiren 7554 sayılı kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yeni düzenlemenin temiz enerji sektörüne etkileri merak konusu oldu.

Yatırım Süreçleri Hızlanıyor, Bürokrasi Azalıyor

Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, yasanın getirdiği yenilikleri değerlendirdi. Kalaycı, yasanın en önemli etkilerinden birinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerindeki sadeleşme olduğunu vurguladı. Yeni düzenlemeyle birlikte, yenilenebilir enerji yatırımlarında ÇED raporu bir ön şart olmaktan çıkıyor ve diğer izin süreçlerinin eş zamanlı olarak başlatılmasına olanak tanınıyor.

Kalaycı, ÇED izni alınmadan yatırım yapılamayacağı için herhangi bir kamu kaybının söz konusu olmayacağını belirterek, bu sadeleşmenin özellikle yabancı yatırımcılar için daha teşvik edici bir ortam yaratacağını ifade etti.

“ÇED süreci tamamlanmadan imar planı, ruhsat alımı gibi diğer aşamalara geçilemiyordu. Artık yatırımcılar ÇED başvuruları devam ederken, diğer süreçlere de başvurabilecek. Bu şekilde birbiri ardına olan süreçleri üst üste bindirme şansı olacak ve süreç kısalacak. Bu yasa ile bekleme aşamasında olan yatırımların da sahaya inmesinin hızlanacağını öngörüyoruz. Ayrıca rüzgâr enerjisinde projeye başlama ile devreye arasında geçen sürenin yaklaşık 5 yıldan iki yılın altına inmesi ile Avrupa’daki birçok ülkeden bile daha iyi noktaya yükselmiş olacağız.”

Piyasa Beklentileri ve Kurulu Güç Hedefleri

Alper Kalaycı, elektrik piyasasındaki tavan fiyat uygulaması ve dağıtım bedellerindeki sık değişikliklerin satış fiyatları üzerinde baskı oluşturduğunu kaydetti. Enerji bürokrasisinin bu konuda atacağı pozitif adımların yabancı yatırımcı ilgisini daha da artıracağının altını çizdi. Türkiye’nin 2035 yılı için rüzgâr ve güneş enerjisi toplamında 120 bin Megavat (MW) kurulu güç hedeflediğini hatırlatan Kalaycı, bu hedefe ulaşmak için yıllık 3 bin MW rüzgâr ve 5 bin 500 MW güneş enerjisi kurulumu gerektiğini belirtti ve ilgili alt mevzuatların da hızla çıkarılmasını beklediklerini ekledi.

Orman Arazileri ve Çevresel Hassasiyetler

Yasanın 15. maddesine ilişkin çekincelerini dile getiren ENSİA Başkanı, orman vasıflı arazilerde rüzgâr veya güneş enerjisi santrallerinin kurulumuna yönelik izin sürecinin sadeleştirildiğini belirtti.

“ENSİA olarak üzerinde orman olmasa da vasfı orman olan arazilerde ve tarım arazilerinde güneş enerjisi santrallerinin kurulmasını doğru bulmadığımızı daha önce pek çok kez kamuoyumuz ile paylaşmıştık… Planlanan tüm yatırımların doğaya zarar vermeden, yasa ve yönetmeliklerde belirlenen teknik ve çevresel uygunluk şartlarından ödün verilmeden inşa edilmesini savunuyoruz. Son yıllarda yanan orman alanlarımızın vasıflarını kaybetmeden yeniden eski haline getirilmesini ve enerji santralleri de dahil olmak üzere kesinlikle yapılaşmaya açılmaması gerektiğini savunuyoruz.”

Kamulaştırma Süreçleri ve Bölgesel Dengeler

Kalaycı, Güneş Enerjisi Santralleri (GES) kurulumlarının geniş arazi gerektirdiğini ve geçmişte hibrit santral olarak kurgulanan projelerin orman vasıflı alanlarda sorunlar yarattığını hatırlattı. Yasanın “acele kamulaştırma” karar süreçlerini de hızlandırdığını belirten Kalaycı, özellikle Ege Bölgesi’ndeki rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarında bu sürecin yatırımcılar ve kamu otoriteleri tarafından büyük bir hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Exit mobile version