Türkiye’nin İsrail’e Yönelik Diplomatik Sabrı Tükeniyor
Türkiye, uzun bir süredir İsrail‘in bölgedeki politikalarına karşı sabırlı bir tutum sergilemektedir. Devlet, bu süreçte İsrail’i hem yumuşak hem de sert bir dille uyararak, izlediği yolun tehlikelerine dikkat çekmiştir. Hiçbir inanç ve milliyetle bağdaşmayan bu gayriinsani tutuma karşı açık ve net bir politika izlenerek bugünkü noktaya gelinmiştir.
Suriye’deki Gelişmeler ve Türkiye’nin Yeni Konumu
Bölgesel dinamikler, Suriye‘nin meşru hükümetinin, ülke bütünlüğünü tehdit eden İsrail ve bağlantılı terör gruplarına karşı Türkiye’den yardım talep etmesiyle yeni bir boyut kazanmıştır. Bu durum, Türkiye’yi bölgede yeni bir durumla karşı karşıya bırakmıştır. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ve bundan sonrasını İsrail’in ve yöneticilerinin düşünmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Devlet Aklına Güven Vurgusu
Sabır, hem dini hem de tıbbi bir erdem olarak kabul edilir ve uygulayanlara zafer vaat eder. Devletimiz, zalim Netanyahu‘ya adımlarını doğru atması için bir süre daha sabır silahıyla fırsat tanıyabilir. Ancak kamuoyunda yükselen “yeter artık” sesleri, bardağın taştığının bir göstergesidir. Bu noktada, devlet aklına güvenmek ve aceleci yorumlara itibar etmemek büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi arenadan gelen ve samimiyeti şüpheli olan uyarılara karşı dikkatli olunmalıdır.
Uluslararası Arenada Net Mesajlar
Türkiye’nin iç ve dış gelişmelere sabırla yaklaştığı düşünülse de, komşu coğrafyalardaki olaylara karşı tüm gücüyle teyakkuzda olduğu başta İsrail olmak üzere bütün dünya tarafından bilinmektedir. Son dönemde devletin sabrını zorlayan olayları bilinçli olarak tırmandıran İsrail’e karşı en üst perdeden uyarılar devam etmektedir. Dışişleri Bakanımız, ABD’ye yönelik olarak “sabrımızın taştığı” uyarısını yaparak, terör devletine sert bir dille “yeter artık” mesajını iletmiştir.
Türkiye’nin Yükselen Gücü: İç Barış ve Savunma Sanayii
İsrail zorbalığının karşısında duran merhum Mursi’yi 2013’te deviren zihniyet, aynı senaryoyu Türkiye’de de denemiş ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı deviremediği gibi daha da güçlenmesine vesile olmuştur. Çözüm süreci ile perçinlenen devlet-millet kaynaşması ve iç barışın getirdiği güç, savunma sanayimizin ulaştığı seviye ile birleşerek sadece İsrail için bir kâbus olmakla kalmayacak, aynı zamanda dünyadaki mazlum milletlerin de uyanışına ve kıyamına vesile olacaktır. Eski Türkiye’nin kalıntıları için bir kâbus olsa da, yakın tarihe tanıklık edenler ülkemizin nereden nereye geldiğini görerek gururlanacaktır.