Felsefe ve Tıp Dünyasının Öncüsü: İbn-i Rüşd Kimdir?
14 Nisan 1126’da Kurtuba’da dünyaya gelen İbn-i Rüşd, İslam felsefesinin en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen bir Arap felsefecidir. En bilinen yönü, Aristo‘nun eserlerini Avrupa’ya yeniden tanıtmasıdır. Bu süreçte hem çevirilerden hem de kendi yorumlarından faydalanarak felsefe dünyasında bir köprü görevi görmüştür.
Babası ve dedesinin saygın konumları sayesinde seçkin bir kültürel çevrede yetişen İbn-i Rüşd, dönemin önde gelen alimlerinden dersler almıştır. Temel dini ilimleri babasından öğrendikten sonra fizik, politika, matematik, mantık, edebiyat, tıp, psikoloji, zooloji, tabiat bilimleri ve ahlak gibi çok çeşitli alanlarda kendini geliştirmiştir. Kadılık yapması dini bilgisinin derinliğini, halifenin özel doktoru olması ise tıp alanındaki uzmanlığını göstermektedir.
Aristo’nun Eserlerine Şerhleri
Halifenin talebi üzerine Aristo’nun eserlerine şerhler yazması, onun felsefi birikiminin ne denli zengin olduğunu kanıtlar niteliktedir. Bu çalışmaları, Batı’nın Aristo’yu yeniden keşfetmesinde kilit rol oynamıştır.
İbn-i Rüşd’ün Bilime ve Felsefeye Yön Veren Eserleri
İbn-i Rüşd, farklı disiplinlerde çok sayıda önemli eser kaleme almıştır. Başlıca eserleri şunlardır:
- Tıp: Kitabu’l külliyat
- Matematik ve Astronomi: Makale fi cevheril felek
- Metafizik: Telhisu maba-det tabia
- Kelam: Faslü’l makal
- Fıkıh: Nihayetü’l muktesid ve Bidayetü’l müctehid
Tıp Alanındaki Devrimsel Katkıları
İbn-i Rüşd, tıp alanında Batılı alimleri dahi etkileyen eserler ortaya koymuştur. Özellikle El Külliyat Fıt Tıbb adlı eseri, Latinceye çevrilerek Batı’daki tıp okullarında uzun yıllar ders kitabı olarak kullanılmıştır. Bu kitabıyla İbn-i Rüşd, hastalıkları tek tek ve detaylı bir şekilde inceleyen ilk İslam alimlerinden biri olmuştur. Ayrıca, tıp tarihinde küçük ve büyük kan dolaşımını ilk keşfeden bilim insanı olarak da tanınmaktadır.
İbn-i Rüşd Felsefesinin Temelleri
İslam felsefesindeki Meşşai ekolünün en önemli temsilcilerinden olan İbn-i Rüşd, Tanrı’nın bilgisi ile varoluş arasında mutlak bir ilişki olduğunu savunmuştur. Onun felsefesine göre, varlığın nedeni Tanrı’nın bilgisidir. Yani, var olan her şey Tanrı’nın onu bilmesiyle mümkündür. İbn-i Rüşd bu düşünceyi, “Tanrı’nın kendini bilmesi” olarak da tanımlamıştır.
İbn-i Rüşd’den Hayata Dair Sözler
Her nerede olursak olalım ilim bizim ana yurdumuzdur, bilgisizlik ise bize çok uzak ve yabancı bir yer.
Gerçek diğer gerçeğe zıt olamaz, aksine onunla uyumlu olur.
Sanattan anlamayan kişi, sanat eserini bilmeyen kişi sanatkarı da bilemez.
Fikirlerin kanatları vardır bu nedenle kimse bilginin insanlara ulaşmasını engelleyemez.