Sana Göre Haber

Germinal’in Tohumundan Pisagor’un Kupasına: Türkiye’de Adalet ve Vicdan Arayışı

Edebiyattan Siyasete: Bir Adalet Metaforu Olarak Germinal

Paris’te bir sonbahar günü, binlerce kişi ömrünü kelimelere adamış büyük bir yazarın ardından gür bir sesle haykırıyordu: “Germinal!” Émile Zola, maden işçilerinin sermayeyle çatışmasını ve özgürlük mücadelesini anlatan ölümsüz bir başyapıt bırakmıştı geride. Romanın kahramanı Etienne, geldiği yeni kasabada üç kuruş için maden ocağının karanlığına inmiş, ancak adaletsizliğe karşı yükselen öfkeli sesiyle tanınmıştı. Grevin bastırılmasıyla Etienne kasabadan ayrılmak zorunda kalsa da, arkasında bir umut tohumu bırakmıştı. O gür sesin bir gün yeniden yükseleceğine dair inanç, herkesin kalbinde filizlenmişti. Fransızcada “tohum” anlamına gelen Germinal kelimesi, yazarın cenazesinde bir direniş sembolü olarak haykırılıyor, onun ektiği bu tohum için bir minnet ifadesi oluyordu. Böylesi bir an, insanlık tarihinde nadiren görülen, ölümün ve yasın ortasında geleceği kutsayan bir tablodur.

Türkiye’nin Onurlu Hafızası: Altan Öymen’in Ardından

Geçtiğimiz günlerde, bu topraklara değerli tohumlar ekip aramızdan ayrılan Altan Öymen’i kaybettik. O, ardında sadece onurlu bir yaşam değil, aynı zamanda bir siyasetçinin dürüst ve ahlaklı olabileceğinin de kanıtını bıraktı. Yaşayan bir tarih olan Öymen’in hafızasına derin bir hayranlık duyardım. Henüz gencecik bir kültür sanat muhabiriyken, Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen bir Thorton Wilder oyunundaki olayı haber atlatarak yazmış ve tam yetmiş yıl sonra o oyunun kadrosunu eksiksiz sayabilmişti. Gazeteciliğin temel ilkelerini ve ahlakını ondan öğrenmek mümkündü. Altan Bey, kardeşim Zeynep Altıok ile hazırladığımız “Bir Dem Ankara” kitabımız için eski Ankara meyhanelerini anlatan kapsamlı bir yazı kaleme almış, kendi aile fotoğraflarını paylaşmaktan çekinmemişti. En son, 25 Ocak’ta Manisa’da kaybettiğimiz Ferdi Zeyrek’in konukları olarak bir araya gelmiş, Okan Toygar’ın Büyükada’daki adalet temalı konseri öncesi sohbet etmiştik. Onun bize Türkiye’nin sepya tarihinden manzaralar sunan kitapları, başucumuzda olmaya devam edecek.

Toplumu Saran Üç Büyük Yangın

Tıpkı bu değerli insanların ektiği tohumlar gibi, son zamanlarda mitinglerde yükselen umut da toplumun büyük bir çoğunluğunun “Germinal” diye bağırdığını gösteriyor. Çünkü halk üç büyük yangınla mücadele ediyor:

Bu çalkantılı dönemde, yalan ve dolanın hüküm sürdüğü bir düzende nefes almaya çalışıyoruz. Bu yüzden kitlelerin inanmaya ve umuda ihtiyacı var.

Değerlerin Aşındığı ve Gerçekliğin Çarpıtıldığı Zamanlar

Çılgınlığın normalleştiği dönemlerde, alçaklık meşrulaşır. Çok çalan ödüllendirilir, özgürlük paranın diliyle ölçülür ve söz, sahtekârlığın bir aracı haline gelir. Örneğin, “Sansür yok” demek, aslında sansürü onaylamanın bir yolu olur. Bir yazarın ifade özgürlüğüne bir bankerin spekülasyon değerleriyle bakma kolaycılığına düşülür. Hasta bir insana ısrarla hasta olmadığını söylemek ise değerler sisteminin çöküşünün en net göstergesidir.

Vicdanın Sesi: Özgür Özel ve Mehmet Murat Çalık Olayı

Yakın zamanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel, insani bir eyleme imza attı. Daha önce iki kez kanser tedavisi gören ve İBB soruşturması kapsamında tutuklanarak görevinden uzaklaştırılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık‘ı tedavi gördüğü İzmir Şehir Hastanesi’nde ziyaret etmek istedi. Ancak lenfoma teşhisiyle 18 kilo kaybetmiş olan Çalık’ı, enfeksiyon riskini gözeterek doğrudan göremedi. Bakanlık izniyle kendisine tanınan görüşme hakkını, Çalık’ın annesi Gülümser Çalık’a devretti. Kötülüğün her yanı sardığı bu dönemde, insanlığı hatırlatan bu vicdani duruş, normalin ne kadar dışına çıktığımızı da gösteriyor.

Pisagor’un Adalet Kupası: Açgözlülüğe Karşı Binlerce Yıllık Ders

Samos adasının en meşhur hediyelik eşyası, Pisagor tarafından tasarlanan adalet kupasıdır. Bu dâhiyane bardak, içindeki özel bir kolon ve kanal sistemi sayesinde çalışır. Sıvı, kolonun seviyesini aşmadığı sürece bardakta durur. Ancak seviye aşıldığında sifon etkisi devreye girer ve kupadaki sıvının tamamı dökülür. Bu küçük seramik bardak, fazlalığı dışarı atarak hem açgözlülüğe hem de adaletin herkese eşit dağıtılması gerektiğine dair güçlü bir mesaj verir. İnsanlığın, binlerce yıl önce sunulan bu eşitlik ve özgürlük dersini görmezden gelmesi ise akıl almazdır.

Toplumsal Vicdan ve Çağrı: Adalet Yeniden Filizlensin

“Adalet” sözcüğünün yara aldığı dönemler, insanlık vicdanının da kangren olduğu zamanlardır. Hasta insanların göz göre göre içeride tutulması, toplumu derinden yaralar. Çünkü insan yaşamı partiler üstüdür ve biriciktir. Hırs, adaletsizlikle birleştiğinde, tıpkı Pisagor’un kupası gibi eldeki her şeyi dışarı atar. İşte o zaman matematiksel denge ile adaletin terazisi birleşir. Bu yüzden Mehmet Murat Çalık’ı bırakın! Bırakın ki toplum vicdanı yeniden “Germinal” diyerek bir umut tohumunu filizlendireceği yarınlara kavuşsun. Neden mi? Çünkü ölüyoruz!

Exit mobile version